Cuma, Nisan 30, 2010

Söylesene beni kaç harfle sevdin..?


Hani anlat desem içindeki sevgiyi, ilk kelimenden sonra kaç dakika sürer?
Zamanı ellerimle yakasından tutup havaya kaldırsam ne kadar anlatırdın?
Hadi anlatsana beni kaç harf sevdin?
Oyunuma geldin sevgili. Kandırdım seni az önce. Bana olan sevgin kaç harf diye sordum sende bana anlatm...aya başladın....
Cümlelerle kelimeleri süsleyerek anlatmak yeterli oldu. Demek sadece SENİ ÇOK SEVİYORUM da özetim. Oysa bana yaşadığımızı sandığım bu büyük aşkı tarif edememen lazımdı. Ağzından hiçbir kelime çıkmamalıydı. Düğümlenmeliydi ses tellerin, ellerin titremeli, avuçların terlemeliydi. Bocalamalıydın. Her anlatmaya kalktığında saçmalayıp örneklerle izah etmeye çalışmalıydın. Başaramamalıydın. Anlamını bilecek kadar bir aşk bize yakışmazdı oysa. Bak sokaklara hep onlarla dolu. Ellerinden tutabildiğin bir aşk bu sendeki. Bana olan sevgini özetlememeliydin sevgili. Özetlenecek bir aşk sadece kitaplara konu. Yazılabilecek kadar basit bir aşkı ben bir damla gözyaşıyla anlatırdım sana. Bana benim sorumu sorma sevgili. Peki, sen anlat o zaman deme bana. Beni sadece 16 harf seven birisine ben ne anlatayım?.

... ... ...

Bugün gelen bir mailden paylaştım, çok güzeldi..

Hayat şöyle bir şey.. Bugün üniversite sınavının ilk basamağının sonuçları açıklandı ; Çağıl güzel bir sonuç almış ama paylaşmama izin vermiyor.
Kendisi iki gündür Ankara'da (kalbim Ankara'da atıyor) Business Park Hotel diye bir yerde kalıyorlarmış. . (mavikuş kolisini ücretsiz göndermek isteyen bu gece otele gitsin' dermişim :)) Yarın Eskişehire geçecekler, orada kısmet olursa onları Minimalist karşılayacak .. Bunu da gururla söylüyorum ki kendisi blog arkadaşım olur :)) Bugün telefonda mesaj çektim, yarın bizim çocuklar ona emanet.. :))

Bugün Anıtkabiri de ziyaret edecekler.. Atam sana pırıl pırıl bir genç gönderiyorum huzura.. :) Ben yetiştirdim söylemesi ayıp, ( uçuğum bugün, Uzunbey bütün çatlaklar seni buluyor derken sanırım benim de normal olmadığımı biliyordur) umarım biliyordur.. Bu saatten sonra düzeleceğimi de sanmıyorum..

Biraz önce liseden kankimle konuştum. O bir erkek ve iyi bir arkadaş. İnsanın böyle dostlarının olması ve bunu hissedebilmesi güzel bir duygu. 22 sene sonra diğer arkadaşlarla da görüşebileceğim en nihayetinde..Birde önce ona Çağıl 'ı göndereceğim İstanbul'a sana arkadaşlık etsin dedim, sonra da ne güzel diye düşündüm.. Benim iyi arkadaşım ona da şimdi arkadaşlık edebilecek :)) Dayı orda,teyze orda,anneanne ,dede orda Çağıl tabii İstanbul ister dedim içimden.. Çevre süper :) Hayat böyle birşey işte, neyi nerden yakalayacağın belli olmuyor.Seviyorum bu karmaşayı ve insanları. Hem de yakaladıklarımı bırakmadan. Bazen hırpalıyor beni, biliyorum ben böyle tercih ettiğimden ama en çok acıtmadan hayatın beni sevmesini seviyorum.. Benim onu kucakladığım samimiyette kucaklasın, acıtmasın beni..

ve hayat , dün öğlen yemeği için iki parası olmayan öğrenciye öğle yemeklerini okul bitene kadar ücretsiz yiyebileceği bir yer bulabildiğim için sana teşekkür ederim.

Şimdi gitmem lazım, belediye salonunda çalış karnavalı toplantım var, akşama da Yunus Nadi etkinliklerinin son günü, FKM deyiz. Acele ve okumadan gönderiyorum.
Hayat seni çok seviyorum.. Hem de çok harfle :) Bu güzelliklerini kıskanmadığım anlamına gelmiyor..

Not: Biyo bir yazı yazmış ,evlere şenlik :))

Mavi Kuş Kargo 13 / Mine Flora

Mine Flora benim için çok özel, Mine Hanım da. Onu ne zamandır tanıyorum bilmiyorum. Hiç görmedim de ama o kadar benden ki, ve her zaman yanımda.. Bu yüzden MaviKuş Hareketi için gönderdikleri beni şaşırtmadı, bir o kadar da sevindirdi diyebilirim.

Bu kutudan iki tane göndermiş. Ağzına kadar özel yapım sabun ve aşağıda göreceğiniz sevimli örgü bebeklerle doluydu. Hepsini tek tek elleyip,görüntüledim yine. Koklaya koklaya hem de :)

Berna'ya özel olarak gösterdim.Bak bunlarda var diyerek.İlk gün Üzümlüde sattık zaten.Kalmadı bile.
Sığla Sabunu, Maya Bebek Sabunu.

Sütlü sabun, bebe sabunu yine. (İkinciye gördükleriniz paketten çıkan fazlalıklardan yani bir taneyle sınırlı değil :)
Isırgan otlu sabun,

Kahveli sabun,

Avcı ve bahçıvan sabunu,

Damla sakızlı sabun ve tahta sabunluklar

Şekilli ve değişik çeşitte sabunlar

Lavantalı sabun
Ares sabunları :)) Köpek dostlarımız için..


Ahşap sabunluklar çok hoştu.. Genelde ben bir yere gittiğimde ilk aradığım hediyelikler bu tarz doğal sabunlar ve ahşap sabunluklar.Kime götürsem çok seviniyor. İnternetten siparişle de isteyebiliyoruz.Üzümlüde de çok ilgi gördü diyebilirim.

Diğerleri yetmemiş gibi Mine Hanım , birde kendi yaptığı bu bebişleri göndermiş. O kadar duygulandım ki anlatamam. Bize her yönden destek olmaya çalışan bu tarz insanlara ve başta Mine Hanıma tüm gönderdikleri için teşekkür ediyorum.

Her İstanbul'a gelişte sizi ziyaret etmek istiyorum ama o kadar farklı ve uzak semtlerdeyiz ki ayrıca bir gün ayıramadan dönmek zorunda kalıyorum.Bunun için gerçekten üzgünüm.
Mine Flora Çiçekçilik & Fidancılık
Bilali Habeşi Caddesi No:1 Samandıra - Kartal /İstanbul
Ama bir gün belki sabun yapım kurslarınıza katılmak için özel gelebilirim .. Sanırım bir günlük.. Ne dersiniz..?
NOT : Mavikuş gönderimleri devam ediyor.. Yurtiçi kargodan % 30 indirimli gönderebilmek için lütfen bu numarayı kullanınız..
KARGO İÇİN KULLANACAĞIMIZ KOD NUMARASI : 226463177
Başka bir kargo ile göndermek isterseniz bana mail atıp adres isteyebilirsiniz.

Salı, Nisan 27, 2010

Yine bu yıl ada sensiz..

Bahçe yazılarına bayağı bir ara verdim. Oysa aklım bahçede ve çiçeklerde. İşler yoğunlaştıkça beni rahatlatan olaylardan biri olan bahçeyle kafamı dağıttığımı söyleyebilirim. Kaktüslerim bu sene biraz bakımsız kaldı.Yeterince zaman ayıramadım şimdiye kadar , bundan sonra işsel anlamda daha rahatladığım için ilk fırsatta soluğu bahçede alacağım.Güllerin tam zamanı, kapıdaki ve bahçedeki tüm güller açtı. Ön tarafta beyaz güller dahil, ama onları daha resimlemedim. Şimdilik kırmızı ve pembelerle idare edeceksiniz :)
Aklım geçen senelerde bahçıvanın çürüttüğü clematislerde ama..İlk fırsatta yeniden sahip olmaya çalışacağım..
Sellukaya da bakacağım. Hiçbir şeyden vazgeçmiş değilim. Cumartesi günü bizim etkinliklerin sonu, mayıs ayının 23 üne kadar (çalış karnavalı el sanatları pazarı)başka bir etkinlik yok şimdilik..Bu arada((mayıs 14-17 civarı) bir istanbul yapıp gelmeyi düşünüyorum. Babamı ve Çarliyi özledim. Burcularda bu aralar istanbula geçiyorlar, artık onlarda istanbulda olacak :)) Bunun için çok seviniyorum,bir gittiğimde herkesi görebileceğim artık.

Bir terslik olmazsa liseden sınıf arkadaşlarımla buluşacağım bu gidişte, bir gece de okul arkadaşlarımla buluşacağım.Senelik toplantılar bunlar, geçen sene kaçırmıştım.


Aslında sizlere uzun uzun Gülen yazmak istiyorum :) Şimdiden sonra sanırım uzun uzun yazacak daha çok zamanım da olacak ama gittiği güne kadar belli bir zaman ayırabildiğim Gülen için cumartesi günü özel zaman ayırdım.. Son gün yani gittiği gün kahvaltıya gittik Koca Çalışa , ben Gülen ve Zehra ile Derin, daha sonra bize acemi hobici de katıldı. Çok hoş sohbet bir kahvaltıdan sonra Acemi Hobici eve, bizde Gülen'in yeni evine gittik. . Daha sonra Zehra ve Derinde eve döndüler..Gülen, babası ve ben yeni evde biraz zaman geçirdik ve mola vermelerini isteyerek onları Kayaköy'e kaçırdım.. Gülen benim tanıdığım en sorgusuz sualsiz ,doğal davranışlı biri ama bir yandan da kullandığı kelimelerle insanı şaşırtabilen biri. Bana Batıkentte şöyle diye tam bir cümle kuruyordu ki ben atladım ve ona bana Batıkent deme ! hani Çağıl Ankara kazanacaktı ve biz Batıkente gelecektik, sana komşu olacaktım , ben yokken Çağılla ilgilenecektin oysa sen Fethiyeli oldun diye hesap sordum.

Tamam o kelimeyi (Batıkenti) kullanmıyorum bak diyerek gönlümü aldı :)) Çok tatlı biri o, bana kıyamadı ve ismi lazım değil diyerek bir daha Batıkent demedi :P

Bu arada bu gece Çağıl dershaneyle beraber önce Ankara'ya iki gün , daha sonra da Eskişehire gidecek,üniversiteleri tanımak için.Hoş o İstanbul istiyor ama ben çok gitsin istedim. Pek o tarafları görmediğimizden fikri olsun istiyorum okullar hakkında.

Gülen, O gün kahvaltıda plajda gezmedik nokta bırakmadı , bir ara denize de üstündekilerle atlayacak sandım, hayat dolu ve etrafa da bunu hissettiriyor.. Biz ona kolayca alıştık, gidince özledim bile.. Gel artık diye telefonda itiraf bile ettim :)

Birde anlatmam lazım ki Kaya' dan dönüşte yol üstünde bir demet çiçek satan küçücük bir kız çocuğundan babası bizim için çiçek aldı, papatyaları bana verdi.Ben de onları eve geldiğimde suya koydum ve Gülen diye sevdim. Yalnız o papatyalar kadar narin ve kırılgan birde bunu hissettim.. Ona alıştığımı da...
Kendimi kötü hissettiğimde bu balkonda soluğu alıyorum.Güneşte kitap okuyup, çiçeklerle dertleşiyorum. Bu balkonun son hali.. Petunyalar işyerinin doğumgününde geldi..

Kaktüs köşesi..

Bu sehpayı 2. el pazarından aldık..Ferforje. Üstüne kaktüslerimi koyuyorum.

Yazıya akşam başladım, gece 2.30 civarı da uykum geldiğinden bıraktım. Hatta gmailde Gülenle karşılaştık ve sohbet ettik uzunca.. ama aması var işte. Onunla ilgili değil de bugün biraz keyfim yok. Canım acıyor nedenini paylaşmak istemiyorum, belki daha sonra ..

Zen'e gittim sabahtan.. (Cümleyi okuyunca Zen aradı, orasıyla ilgili değil,oradan çıktıktan sonra oldu)Oysa bugün gayet neşeli ve güzel, cıvıl cıvıl bir yazı olacaktı bu yazı. Belki ararım öğleden sonra özlediklerimi, keyfim yerine gelir mi bilmiyorum.. Yeni konuştum oysa ama şimdi ihtiyacım var konuşmaya. Bugün öğleden sonra yine Fethiye Kültür Merkezinde görevliyim.Dörtten sonra etkinliklerdeyim. Neyse kafam karışık ve içim acılı şu an , bu kadarı bu yazıya yeter de artar bile.

Son kaktüslerim.. Yeni aldım..

Petunyalar..
Ares..
Güneş vurduğunda öyle güzel gözüküyor ki..!
Bahçe kapısı güllerden geçilmiyor..Dün bir kaç tane de büro için kestim. Biraz da Fatoşa götürdüm pembelerden..

pembe gül.

Bunlar sonradan diktiklerimizden..

Bahçe düzenlemesi yarım kaldı, yapan firmanın işi çıktı, bu aralar ortalarda yok ama zaten artık mevsim geldi, ben toparlayacağım artık bahçeyi..

Bunlar soğanlılardan ,bu kış diktim. Bu konuda acemiyim biraz, yeni öğreniyorum.
Gölge seven ve fazla su istemeyenlerden..

Çam ağacının altının düzenlemesi bitince görüntüleyeceğim.Yeni çiçekler düşünüyorum oraya ama sevdiklerimden. Sevmediğim hiçbirşeye hayatımda tahammülüm yok bu aralar..

Bu bitki bir kere çürüdü bahçıvan çok sulamış, sonra kalanlardan tekrar canlandırdım zorla.. Seviyorum bu tarz değişik çeşitleri de..

Hatice Teyze'den değişik bir sukulent.

Bunlardan bende yoktu, bu bahçede yani, komşumdan aldım geçen bahar..

Bu mine çiçeklerini seviyorum ama etrafı boş olacak,oysa Uzunbey sokak kapısının yanına üç renginden dikti ve kaldıracağımı söylediğimde bana küsüyor.Bu yüzden oraya karışamıyorum. Bir gün devrim yapacağım ama ne zaman bilmiyorum :)
Pembe-sarısı ve kırmızı sarısı da var ama açmadığından görüntüleyemedim..

Aşkın Gözyaşı.. İsim süper...

Pembe ceylan sardunya..

Pembe sardunya.

Sukulent.

Bu da çardağa sarılı olan sarmaşık güllerden..
Fazla oyalanmadan gönderiyorum yazıyı. Canım acıdı.. keyfim kaçık, yüzüm düştü bugün.
Not: Gülen'in son yazısıyla alakalı bir durumumuz yok , bizimle ilgili bir olay değil.

Yunus Nadi Etkinlikleri 1. gün

Dün etkinliğin açılış günüydü. Sabah 10.00 da etrafı kolaçan etmeye FKM ye gittim. Afişlerimiz hazırdı, FKM de sağa sola astım, öğle yemeklerinin yeneceği Kalepark restauranta gittim. Öğlen misafirlerimizin geleceğini hatırlattım.Bir sorun olup olmadığını sordum, yine afiş astım, sağa sola program astım. Fa-Re Müzik okuluna uğradım, onlar çarşamba günü gösteri yapacaklar, Berna Alpagut Bale okuluna uğradım, davetiye verdim yine çarşamba günü etkinlikleri var, saatini söyledim ve FKMye döndüm. Öğlen Kalepark'ta misafirlerimizle beraber yemek yedik ve açılışa gittik. Bir yandan da aklım başka yerde ama erken ya da geç aranacak bir yer değil, genelde akşamüstü saatlerini kolluyorum aramak için. Açılışı Yunus Nadi İlköğretim okulu yaptı. Sahne de izledik.. Yunus Nadi Fethiyeli ve Atatürk'ün arkadaşlarından.Cumhuriyet gazetesi kurucusu (1924)
Dışarıda dans gösterileri vardı, onları izledik. Yunus Nadi İlköğretim okulu.

Ali Öz'ün fotoğraf sergisi vardı, onun açılışı yapıldı. Ben süper hoşlandım,güzel bir sergiydi..


Fethiye Kaymakamı açılışı yaptı. Yanındaki mavi gömlekli kişi Ali Öz.

3. Fethiye Kültür ve Sanat Günleri Komitesinden emekli Gülsen Öğretmen ve konuklarımızdan Ayşe Kilimci ve Sedat Sever sergi açılışında. Dün Ayşe Kilimci ile birara beraber oturduk, çok hoş biri, hoşsohbet aynı zamanda. Ayvalıkta yaşıyormuş, bende Ayvalığı çok severim.Sedat Bey dün Uğur Dershanesinde de eğitimcilerle ve yöre öğretmenleriyle buluştu, çok güzel bir izlenim bırakmış.Ben gidemedim, bugün saat beşte Behiç Ak Fethiye Uğur da ,onu izlemeye gideceğim. Geçen sene benim misafirimdi Ölüdeniz Kültür ve Sanat Festivalinde..
Katılan sanatçı ve yazarlar :
Bayram Candan
Ayşe Kilimci
Selahattin Dilidüzgün
Zehra İpşiroğlu
Behiç Ak
Nihal Kuyumcu
Ali Öz
Nurten Kum
Nazan İpşiroğlu
Tijen Savaşkan
Tevfik Taş
Hami Çağdaş
Başak Demir
Nursel Durur
Sedat Sever
Sibel Demirtaş
Şükran Dilidüzgün


Ali Öz'ün fotoğraflarından en sevdiğim.Bu ayrıca benim favori fotoğrafım geçen senelerin.. Ali Öz'ün olduğunu bilmiyordum :)
Uğur Mumcu'nun cenaze töreni..

İzmir Mitingi..

Duraktaki afişe dikkat.!!

FETAV müdürü Dilek Hanım. Sık görüşüyorum ya, sizde tanıyın istedim.Buraya geldiğimde ilk tanıştığım insanlardan.. Benim şansım oldu, ilk iş kurduğumuzda da çok yardımını gördüm.Şimdi bazen bende ona yardım ediyorum projelerinde..

Daha sonra 95. sokakta kokteyl ve yine fotoğraf sergisi açılışıyla devam ettik.Açılışı Pera Organizasyon yaptı doğal olarak :)) Ücretsiz destek veren firma az bulunduğundan genelde onların adı geçiyor bu işlerde.

İz Sanat Okulundan Gülhan Karkın piyano açılış müziğiyle sokağı şenlendirdi.Yine destekleyenler takımından etkinliğe katıldı. Şarap kadehi benim bu arada.. Foto çekerken bıraktım.

Mavikuş Berna ve İzsanattan Gülhan , Berna'yı çok güzel çekmişim bu yüzden fotoğrafı koydum.Kendisi de görmedi daha.. Gülhan kızmasın Berna şu an kaldırımda olduğu için daha uzun.. :))

ve Faruk Akbaş, Uzunbey'le hayranıyız. Büroda da fotoğrafları var. Burada yaşayan fotoğraf sanatçısı arkadaşımız aynı zamanda.. 95. sokaktaki sergi karma, Fethiye Fotoğraf Klubünün..
Bugünlük bu kadar, gelecek yazı bir terslik olmazsa bahçe yazısı..Çok özledim de :))
Şimdi Biyonik aradı, kargosunu gönderdi Mavi Kuş hareketi için..
Birde Gülen yeni yazısında mavikuşu görüntüledi..
Birde bizim Saklıkentimiz var ya buraların en güzel yerlerinden, oraya HES yapmaya çalışıyorlar da arada ona sinirleniyorum biraz..