Cumartesi, Kasım 24, 2012

Cehennemin dibindeyim dese, yanına gidecek kadar sevdik bazılarını .. :) *

Başta Annem ve Babam olmak üzere, öğretmenlerimin,öğretmen arkadaşlarımın,başöğretmenim ve şehit öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.Onların emeklerini hiçbir zaman unutmayacağım.


*başlık: K.İskender
Not: Bu sabah  CHP Fethiye Kadın Kolları, ADD, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği 'nin düzenlediği Nayla restaurantta 24 kasım öğretmenler günü kahvaltısındayım.

Pazartesi, Kasım 19, 2012

Sende kalmaya değil,beni almaya geldim.*


İki-üç gün Muğla Kadın Kollarıyla  bir geziye gidiyorum ( Cafederin Zehra  ve Zen Selma ile) , gelince ayrıntılı anlatırım her şeyi, şimdilik hoşçakalın.

* Başlık:
Geldim.
Korkma aç kapıyı
“Sende kalmaya değil
Beni almaya geldim”..Halil Cibran / Sahra

Çarşamba, Kasım 14, 2012

O şarkı senin söylemek istediğin her şeyi söyler..

İki senedir istediğim Kitap Okuma Atölyesine sonunda başlıyoruz.On kişilik bir ekip kurduk,ilk toplantımız perşembe günü.İlk yazarımızda Sait Faik Abasıyanık. Ne kadar zamanda beraber olacağımız ilk toplantıda netleşecek. Ekibi kurarken değişik bakış açılarından kitap okuyan arkadaşlarımı davet ettim,hepsinin ayrı bir renk katacağına eminim.Keyifli geçeceğine inandığım toplantı hakkında daha sonra sizlere detaylı  bilgi vereceğim.

Çarşamba sabahı bir kaç arkadaşımla -bugün-başka bir grubun kadınlar kahvaltısını organize ettik, kendi aramızda kahvaltı etmeye gideceğiz Yörük Müzesine.

Perşembe bir arkadaşımın sunumuna katılacağım,izlemek için.  Cuma günümüz var, bu hafta böyle gezme- tozma ve ev işiyle geçiyor...

Pazar günü Çalış 2. el pazarı var.

Biz gündüzleri burada kısa kollularla kasımı geçiriyoruz. Annemlerin tören resimlerinde kışlık giysilerini görünce aslında sonbaharda olduğumuzu hatırladım.Akşamları battaniye ile örtünüyoruz,geceler serin ama çok üşüten cinsten değil.Bazı sabahlar yürüyoruz yine.Dün akşam ilk defa klima açtık evde.

Bu gece " gece kuşu" hallerindeyim. Uyku tutmadı.Her iki kulağımda biraz hassaslık var sanki.Keyfim yok pek,yoksa akşamda kalkıp iş yapacaktım evdeyken. Oysa bilgisayarı alıp kucağıma yattım. Tv hala açık.


Sanırım bu duruma en uygun müzikte bu gece  Ayışığı Sonatı olur. 

Güncelleme: Delfina çok güzel bir yazı paylaşmış,gönlüm yitip gitmesine razı olmadı,bu kadar zaman sonra paylaşmak istedim.Lütfen bu konuda yapabileceğimiz  her çalışmayı destekleyelim.



Cumartesi, Kasım 10, 2012

Perşembe, Kasım 08, 2012

Oysa ben akşam olmuşum .. *

29 Ekimden beri neler yaptım diye düşündüm yazıyı yazarken. İş, ev, gezmek, bol bilgisayar başı işleri, arada diziler, bir gece  Derin'in doğum gününü kutladık,kadın kolları kahvaltısı, müşteri ziyareti,bol arkadaş ziyareti, arada buralara yazmayı unuttuklarım, bayram öncesi mesela Köy Enstitüleri filmine gittik Kadın Kollarıyla, Toprağın Çocukları, bayramda evde Bond filmlerinin serisine başladık Uzunbeyle, ikimiz farklı filmlerden hoşlandığımız için ancak bu tarz "ekşın " filmler izleyebiliyoruz. 1 numaralı filmini izledik. Dr. No. 1962  yapımı, mobilyaları süperdi :) Son filmini de burada çektiklerinden aklımıza gelmişte olabilir.Burada,İstanbulda ve Adana da çekim yapmışlar. Bizim karavanı koyduğumuz plajda günlerce çalıştılar.Sektör anlamında özel olarak haber yapmak gerekli, o kadar kalabalık ve tanıtıma faydası oluyor yani.Kendi ekiplerinin ahçıları bile var, özel güvenliklerle dolu çekim sahasına kuş uçurtmadılar günlerce. Figüranlarda cabası.

Resim pazar akşamüstü yemeğe gittik 007 Escape,  'e oradan. Gündüz denize girenler vardı.Bende evde kaktüslerimi ve balkonumu düzenledim biraz.

 Eski komşum Hatice Teyzede kahve molası verdim bir gün.

Bahçedeki havuzda yıkanan kuşlar vardı,ben ancak bir tanesini yakalayabildim.(Resimde sağda )


Geçen hafta cumartesi-3 kasım- Muğlada CHP kadın kolları yemeği vardı .Bir otobüs gittik nerdeyse,çok kalabalık ve çok güzeldi.
Muğla Belediye Başkanımız (Osman Gürün) ve CHP Genel Sekreteri Bihlun Hanım (Tamaylıgil)vardı.Bol fotoğraflı bir gündü.
Bizim grup -Fethiye- sanırım en ilgi çekici gruptu :)) Coştuk diyeyim siz anlayın.Tolga Çandar türküler söylerken bizi görünce Fethiye Havalarına girdi hemen .. Bihlun Hanımla fotoğraf çektirdim ama nasıl..?  Ben herkesi çektim, salonda onu yakalayan fotoğraf istiyor, bir ara baktım bendeki makinayı alıp arkadaşlarıma verdi ve bana sarılıp fotoğrafımızı çeker misiniz dedi. Çok güzel bir sürprizdi bana :) Çok cana yakın ve sıcak birisi ayrıca çok güzel konuşuyor.Onun konuşması bittiğinde kadın kollarından Zehra  sandalye üstünde bayrak sallıyordu yani o kadar.


Bihlun Tamaylıgil
Balkondaki kaktüsler...
Bu saksıları bana Uzunbey hediye almış.Kaktüslerimi koymam için.Diplerinde pil yerleri var,altlarında ışık yanıyor, kaktüse ne faydası var derseniz yok ama ışığı yanınca gece dekor oluyor :)
Bahçe aletleri...
Masanın alt gözünde ışık almaları açısından oraya koydum.
Bu raftakileri yeni düzenledim.
Bu tabak annemden hediyeydi. mavi seramik... Oldukça eski.
Bunu da Rana'dan almıştım.
Kaktüslerden bir grup.
Balkonda o kadar çok kaktüs ve sukulentim var ki sulamak zor olabiliyor,bazen de iş yoğunluğundan ihmal ediyorum. Allahtan fazla su ihtiyaçları yok, kendi aramızda idare ediyoruz.
Kaktüslerin arasında bir -iki başka çiçek var, sardunya, mum çiçeği,beyaz yasemin, sarmaşık gül gibi.
Raflardakileri de elden geçirdim.


Eski kaktüs ve sukulentlerim.

Balkon masasının üstü iki-üç  gündür dolu.Bugün bir terslik olmazsa onları da yerleştirip ortalığı toparlayacağım.

Alt balkonda kaktüsler yer alırken üst balkonun birisinin manzarası da bu, ağaç gülü,yani öyle deniyor ve ben bu ağacı bir karış çelikten yetiştirdim :) Ağaç öyle çok güzel görüntülü değil fakat bu pembenin her tonunu barındıran çiçekleri beni öldürüyor. Şu an boyu 1. katın bitiminde, güneş seviyor bu mevsimde açıyor.Budanmayan ağaçlardan ve su verdikçe gövdesi çabuk kalınlaşıyor.



Balkondan manzara da bu.Solda çam ,yan bahçede muz ağacı ve günlük ağacı var.
Pazar günü evde sabahtan çalışınca öğleden sonra güzel havanın tadını çıkarmak için gittiğimiz Koca Çalış plajında 007 Escape Beach Club.

Koca Çalış Plajı

Şovalye Adasının bu taraftan görüntüsü.Arkası Fethiye.



ve günü kahve keyfiyle uğurladık.
Kızıl Ada.
Size buralarda yeni keşfedilen İzmir Yalı Çapkını kuşu.
Çiftlikköy-Çalış arasında çekilmiş bu fotoğraf ama benim bildiğim 5-6 senedir biliniyordu buralarda olduğu. Literatüre geçti.
Pazar günü Motokros yarışları buradaydı ama biz gitmedik, Ares seslerden ürküyor ve gezdiremiyoruz oralarda.
Motokros ve kuş gözlemi fotoğrafları  faceten.
...

Bu aralar yazmadım, yazamadım tabii ki.Doğru düzgün çok çalıştığımdan değil, belli belirsiz bir yoğunluktan,mevsim ve saatlerin dönüşümünden etkilendiğimden. Aslında yazacak çok şey var. Şu an üzüm reçeli kaynıyor ocakta,evde çalışmayı bu aralar özledim.Kalacak zamanım olmadı.Her gün  evde kalıp zaman geçirmek isterken Bir yandan da bu sene yapamadığım vişne likörü yerine nane likörü yapıyorum. Likörsüz olmuyor. Migrostan bayramın 1. günü başka bulamadığım için aldığım Nazen marka likör çok kötü çıktı,öyle ki bitmedi bile. Bir daha likör işini son güne bırakmayacağım.

Bize daha sonbahar gelmemişti ama bu sabah gök gürültüsüne uyandık. Ares korkudan yanımıza geldi.Bir ara  camlar yağmurun sesinden inliyordu.Şimdi dindi ama sanırım yavaş yavaş sonbahara giriş yapıyoruz. Dün açık ayakkabılarla bile gezebiliyorken artık her yağmurda hava biraz daha serinleyerek gidecek.

Hayatımda hiç bir değişiklik yok :) Dün nasılsa bugünde aynı, arada sadece  ayların isimleri değişiyormuş gibi geliyor.Bazen içimden geçtiği gibi hareket etmek istiyorum, edemiyorum.Özlemlerim içimde çoğalıyor, insanlara daha az sabredebiliyorum, hiç bir şey beni oyalayamıyor.İnsanlardan sıkıldım.Böyle yazınca karşıdan farklı görünüyor biliyorum ama gerçekte içimden geçen gibi davranamıyorum zaten, düşüncelerimi sizlerden başka kişilerle paylaşmıyorum.Yani çalışırken  bunları böyle hissetsem bile paylaşmıyorum,dışardan bakan birinin bunları görme olasılığı da çok düşük, ancak beni iyi tanıyanlar bunları görebilir,zaten güle oynaya zaman geçirmeye çalışıyoruz ama bu aralar insanlara sabrım sınırlı. Böyle zamanlarda annemle ve çağılla da az konuşuyorum.Eskisi gibi asla telefonda konuşamıyorum.Özlediğim için az arıyorum.Aslında sabaha kadar konuşasım var :) Kendimi işlere verip bunları gömüyorum.Bazen  bir şarkı ,bazen denizde bir dalga, bazen de bir çiçek görüntüsü bana hatırlatsa da şimdilik gömüyorum bunları.

Dün -çarşamba 2. el pazarı vardı, geç gittim,güzel bir şey de bulamadım.Hanifenin standında bir tek güzel örnekler vardı.




 Bunu arkadaşlar almış.
 Birde bu başka stanttan.


Diğerleri Hanifeden.


* Başlık: Oysa ben akşam olmuşum, yapraklarım dökülüyor usul usul.. Adım sonbahar. Attila İlhan

Not: Çok güzel bir gazetecilik  yazı dizisi.. Okuyun lütfen.