
Kurban Bayramınız ve yeni yılınız kutlu olsun..
Dün sözleştiğimiz saatten 10 dakika önce otogardaydım ama otobüs erken geldiğinden 5- 10 dakika bekletmişim Tijen Hanımı..Seni gördüğümde tanırım demiştim tanıdım da ama birden gözden kaybettim..Sonra otobüs yazıhanesine Antalya arabasının gelip gelmediğini sorarken evet bir an gördüğüm oymuş demek ki dedim ..Dışarı çıktığımda sanırım beni aramak için cebini açıyordu :)) Tijen Hanım diye seslendim ve karşılaştık..Bavulunun bir tanesini elinden alıp onu arabaya götürdüm..
Renkler
Mavi benim favori rengim..Dekorasyondan giyime en çok sevdiğim renk.. Tarz olarakta modern buldum..
Aslında bu renk kıyafet sevmem ben..Ama modeli ve kumaşı o kadar güzeldi ki dayanamadım araya aldım..
Tabii ki favori renk siyah..Hem de kolay kolay modası geçmez..Ağırlıkla tercih edebilirim.
Son zamanlardaki kahverengi hastalığım için birebir..
Bu resimdeki siyah kıyafet..Duruşu bile bir başka güzel siyahın..Asil
Son resim son model ..Elbisenin kesimi nefis rengi fena değil..Değerlendirilebilir.
Özel istek üzerine size Demirköy ' de kar resmi :)) Çarli ... Canım bu resim senin için ..Meri crismıs :))
bu ara hep bu tarz resimler kullanmaya karar verdim..Eskiden yani biz çocukken yeni yıl zamanı hep kar yağsın isterdik..Hatta Burcu ile Çarli küçükken yine bir yılbaşı gününe kadar İstanbul 'da bir damla kar yağmadı..Bütün gün sabah kalkıp kar yağmasını bekledik..Ne yazık ki son günde kar yağmadan sona eriyordu ki.. Birden lapa lapa kar yağmaya başladı..Hepimiz ne kadar çok sevinmiştik..Burada havalar çok soğumadığı için ve 35 yılda bir kar yağdığı için kar görmeye ve ya oynamaya dağlara çıkılıyor..Bende çok özlediğimi söyleyemem ama bazen tek özlediğim lapa lapa yağan karı gece karanlıkta sıcak bir apartman dairesinin, tülü çekilmiş penceresinden, elektrik direğinin aydınlattığı loşluktan yağan haliyle seyretmek.. Çok uzun bir cümle oldu farkındayım ama tam tanımıyla işte bunu yapmayı özledim..Yani siz şu son günlerin çok soğuk İstanbulundan sıcak memleket özlemi çekerken ben burada lapa lapa yağan karı seyretmeyi özledim..Özledim işte..Belki de seyretmek istediğim ya da olmak istediğim durum bu..Birde şimdi aklıma geldi..Hani yürüyorsundur İstanbulda sokakta..Birden kar başlar yavaştan aslında o saate kadar geç kalmamış insanlar bile yavaştan bir acele etmeye başlar..Hareketler hızlanır, hem konuşulur hem de tezgahlar müşteriye huzursuzluk vermeden toparlanır..Kuyruklarda soğuktan hareketlenen insan sayısı çoğalır ve hızlı hızlı eve yetişmeye çalışırsınız..Herkes gibi..İşte burda her şey var ama bunlar yok..Özlediğim belki de bu kalabalık..Bilmiyorum işte..Bir şeyler özledim ama aklımın ucuna geliveren düşünce burada dilimin ucuna gelmiyor bir türlü..İşte ben bu düşünceler içinde sıcak kahvemi yudumlayarak yarın muhtemelen gündüz vakti bir deniz kenarı cafesinde havanın bu çok güzel olan Akdeniz şehrinde keyfine varıyor olacağım..Puslu dağların zirvesinde belki de İstanbuldaki bir sokaktaki manzarayı düşünmekten yorgun bakışlarımla bir parça simit attığım denizdeki balıkları seyrederken ve kahvemi yudumlarken yavaş yavaş..

Avokadonun etken maddeleri, deriyi kurumaktan korur ve özellikle, duyarlı, kuru, yıpranmış ve yaşlanmış derileri iyileştirir ve güçlendirir.
kamadım ve Uzunbey beni evde bıraktı bugün :)
Cumadan beri doğru düzgün nete giremedim bu hafta..Cumartesi günü aynen size yazdığım gibi üst katı serfloor döşettik..Bir güzel oldu sormayın :) ama öyle yorulduk ki anlatamam.. Pazar günü de Portakal Bahçesine gittik portakal toplamaya..Çalış pazarına çıktık Uzunbeyle..Uzun süre önce yazmıştım portakallar olduğunda huzurevine götüreceğim diye..Uzunbeyle beraber Şükran Teyzeye portakal götürdük..Onlar bu portakallardan reçel yapıp huzurevi yararına satıyorlar..Bizde oradan elma marmeladı aldık..Şükran Teyze taş hediye etti bize boyadıklarından :))
Link yine Aysetun' dan..Çevre için aslında çok önemli ama hangimiz bu kadar duyarlıyız ki..
Yaşasın resimlerime kavuştum :)) cümlesiyle bu yazıya başlamak istedim..Çünkü ben alışkanlıklarına çok bağlı biriyim..Bir şeyi nasıl yapmaya alıştıysam o şekilde götürmek isterim..Yeni mekanlar ve yeni tarzlar beni huzursuz eder alışıncaya kadar..Bunu genelde insanlara belli etmem ama senelerce aynı alışkanlıklarımı uygulamaktan mutluluk duyarım .Onun için çoğu insana tekdüze gelen hayat ayrıntıları beni sıkmaz.




Bazen en beklemediğiniz zamanda en büyük desteği görürsünüz ya birinden..İşte bu sefer de bu destek bana eşimden geldi..Bir olay anlatmıştım ya olmayan..Üzüldüğümü anlayınca ikinci bir hamle yaptı..Bu hamle sonucu bu olay olur ya da olmaz ama benim aklımda kalan hep onun kendi çok istemediği halde sırf ben üzüldüğüm için bu konuda ısrarcı olması..
Bu benim bahçeye dikmek istediğim ve köklü denediğim tutmayan Pamuk ağacı çiçeği..Bu çiçeği ilk burada gördüm.Aslında kolay tutan bir ağaçmış ama ben nedense çok istediğim için belki de bir türlü tutturamadım..Çiçeği yan komşumun bahçesinden görüntüledim..
Burda bana değişik gelen ama buraya özgü bitkiler oldukları için herkesin çok sevmediği kaktüslerden bolca var.Bu mavi renk hem benim favorim hem de bu tarz saksıları ben çok seviyorum..Uzun süredir bahçeyle çok ilgilenemedim zaten..Bu gidişte İstanbuldan kendime bahçe makası aldım..Sanki burda yokmuş gibi ama oradan getirdiklerim daha sağlam çıkıyor.
Bugün fazla yoğun değildi.Bilgisayar başında kah müşterilerle ilgilendim kah telefon geldi..Öğlen yemeğini ise kültür merkezinin köşesindeki tostçudan hallettik..Akşamüstü eve erken döndüm.Milföy börek ve poğaça yaptım peynirli..Çağılla oturup yedik..Sonra da yemeği yalnız yedik..Uzunbey arkadaşıyla yemeğe gitti..
Bahçede güller çok hoş görünüyordu..Dayanamadım resmini çektim eve geldiğimde..biraz önce de iki aileyi seyrediyordum ..hem yazıyorum hem seyrediyorum..Bu akşam ki bölümde çok güzeldi doğrusu..Aynı hevesle seyrettiğim bir de Hatırla Sevgili var..Avrupa Yakasını anlatmıyorum çünkü o eskidi artık..Binbir Geceyi de seyretmeyi istiyorum ama bir türlü denk getiremedim.
Salon camına dizdiğim kaktüsler..Değişik ciste gördükçe toplamaya çalışıyorum ama yakında pencerelerde yer kalmayacak..Mutfak camında sakız sardunyalı saksılar durduğu için kaktüslere yer yok..
Çağıl' ın yatak odası..Yatak örtüsünü yeni almıştım..Şu örgü battaniyelerden..Sanırım o da sevdi..Yatakucunda tv si, bir çalışma masası ile mavi bir koltuk var birde odada..O istanbuldayken alıp sürpriz yapmıştık ona..Sanırım beğendi de..Bu akşam muzırlığı üstündeydi en sonunda kızdırdı beni çıktı odasına..
Aslında kafamda yazmak istediğim bir sürü şey var..Ne anlatabildim ne de yazabildim..Ama şöyle söyleyeyim, gezmek, görmek, okumak bir yere kadar, kendini yetiştirmekte, önce insan olmak gerek..Nerden mi çıktı bu..Aslında konuşacak çok şey var da bir türlü kafamdaki kıvamı bulamıyor..

O gün Burcuyla Öğretmen evine kadar yürüdük,konuştuk,dertleştik, Atahanın saçını kestirmek için çıkan Babamla sahilde buluştuk ve onu alıp eve döndük..Yemek yedik beraber ve Çarli geldi bize..Aynen benim size yazdığım gibi Çarli, Burcu ve ben balkonda sohbet ettik..Annemler Öğretmenler günü yemeği için Gürpınar (Anarşa) Öğretmenler Gecesine katıldılar..Akılları evde olduğu için çok geç olmadan geldiler ve hep beraber oturduk..İlk günümüzü kanepede uyuyakalarak noktaladım :) İkinci gün cumartesi olduğu için Annem evdeydi..Önce çok güzel bir kahvaltı ettik..Sonra Beykent'te ki hayattaki tek Teyzem olan yani ölmeyen değil Annemin tek ablası Leyla Teyzeme gittik kahveye..Kendisi emekli öğretmen ve ben Fethiye' ye gitmeden önce çok yakın oturduğumuz için çok iyi görüştüğüm buralarda bazen onunla dertleşmelerimizi aradığım çok güzel zamanlar geçirdiğimiz biri..Birde bize gerçekten teyzelik yapmış biri..Keşke bende onun gibi bir teyze olabilsem.Orada kuzen ve yine öğretmen olan oğlu ve yine emekli öğretmen olan eniştemle görüştük, sohbet ettik..Teyzemin komşusu bize fal baktı :) Ben genelde fal baktırmam ama baktırdığım falların hepsi çıkar :)) Ş.Teyze ne gördüyse konu benim gündemimde zaten..ama çaktırmıyorum..Neyse çok istediğim bir şey var o olacakmış tabi bu çok hoşuma gitti ve bende onların fotoğraflarını çektim..Kuzene yollayacağım onları sonra :) Bu öğretmen olan kuzenle biz beraber büyüdük aramız iki yaş..Birde ablası var bende ona abla derim..Burcuyla Çarli doğmadan önce ben onlarla kardeşlik yaptım..Sonra bu kuzenin öğretmen olan eşi var ya dün beni ziyarete gelen Ginger biz onu da çok sevdik ve Annemle komşu oturdular geçen seneye kadar..Yani geçmişlerimiz ortak ama ben buraya geldiğimden beri böyle ancak ziyarete gittiğimde görüşebiliyoruz :(
Bu resim Burcuyla yürüyüş yaptığımız gün Albatros dediğimiz sahilin en güzel köşelerinden biri..2. resim ise dönüş yolunda Fethiye'ye gelmeden Akdağların eteğinde otobüsten çekilmiştir :)