Dün bir ara sabah işe gitmemeye karar verdim. Yatıyordum , yardımcım gelecekti ama telefon açıp gelmeyeceğini söyleyince uyanmış oldum.. Çağıl'ın odasına gidip bilgisayara oturdum. Açtım bloğu dünkü yazıyı yazıyorum bir yandan da Çağıl bilgisayarı açık bırakmış virüs programı çalışıyor.. Küçük bir pencere açıldı mouse istem dışı hareket etmeye başladı.. Bir sürü pencerecikler açılıyor ben kapatıyorum, sağa sola saldırıyor , blog yazıma gitti 2 defa ben hemen mouse'u oynattım ve geri çektim.Bir yandan da içimden saydırıyorum Çağıl'a..Kendin evde yoksun ne diye böyle açık bırakıp gidiyorsun programı. Bak böyle ele geçirirler işte..Bunları sayarken de ne yapmam gerekir diye düşündüm bir an.Bilgisayarı o ulaşmadan bir ara kapattım. Sonra telefonu arıyorum nerde diye arayacağım ve böyle böyle oldu açayım mı diye soracağım. Telefon çaldı .Baktım ofis arıyor, Uzunbey açmış gülmekten konuşamıyor..Çağıl yeni bir program almıştı, bürodan kendi bilgisayarına girip iş yapabilmek için.Nasılsa çakmam (!) diye habersiz girip virüs programını kapatmak istemiş.. - bak akıllıya ben de onu kapattım :)) Hayatımda böyle panik olduğumu hatırlamıyorum :) Uzunbey'in iş bilgisayarları çok önemli olduğundan aklım gitti virüs saldırısı oldu diye.. Gerçi evdeki Çağıl'ın bilgisayarı.. Çağıl bizim zaten bu departmanımızın temsilcisi :)) amaaaaa dün sabah ki paniğimi görmeniz lazımdı.. O gene benim izin vermediğimi görünce yazı yazıyorum ya bloğa , benim yazıma " anne, ben program açıyorum "gibi bir şey yazmak istemiş :))
Neyse kendi bilgisayarı olsa bile bana telefon açması gerektiğini anlattım ona .. Açmazsa da böyle bilgisayarı kapatıp programının bitmesine yakın canına okuyacağımı anladı.. Ne yapalım yani virüs bilgisayarı ele mi geçirseydi :P
Daha İstanbul'a gitmeden sivilceler basmıştı beni.. Yüzümde yok, boynumda ve ensemde şimdi de sırtımda.. Ben ergenken bile sivilce olayı yaşamadım ama bu sıcaklardan dolayı, klimalı ortamlarda yaşamama rağmen sivilcelerim çıkınca dr.a gittim. İlaçlarımı aldım İstanbula gittim ama geldikten sonra yine yayılmaya başladılar. Bugün de yine randevu alıp ziyaret etmek zorunda kaldım ki zaten çok terleyen bir kişiyim , sıcaklarda durma dedi ama duramıyorum zaten.. Yeni ilaçlarla ve bir şampuanla devam edeceğim..Umarım geçer.Birde deniz iyi geliyor ben yarın denize gideyim :)) Uzunbey'in ATV ' si kapıda duruyor, onunla mı gitsem .. Deniz yakın oraya kadar gidebilirim ama trafiğe çıkamıyorum.Yani çıkmıyorum aslında.. Korkuyorum bu motor tarzı aletlerden trafikte..
Dün biraz bahçeye de çıktım uzun süredir sıcaklardan dolayı çok çıkamıyoruz.. Bazen biraz esinti oluyor ama bitkilerin görüntüsü çok baygın ya da bizim bahçıvanın aşırı sulamasından dolayı bitkiler bozuk biraz. Ne yaparsan yap, kendin baktığın gibi olmuyor işte..
Ramazan geliyor, ben oruç tutmuyorum. Ticari hayatta ramazanın gelmesinden dolayı burada zorluk çekiyoruz , sizde de öylemi bilmem. Bir ay boyunca insanlar ramazanı bahane edip işleri yavaşlatıyorlar, işe geç geliyorlar ve erken gidiyorlar.. Oysa İstanbulda dükkanlar iftardan sonra da açık olur, burada kapalı.. Saat dört dediniz mi o gün o iş kalır. Tahsilata gidilmez. Zaten ramazan var diye sezonda bitti. Bunun yanı sıra İstanbulda ramazanın ilk günü ben mutlaka Oruç Babaya giderdim. O günleri özlüyorum.Ramazanın ruhu bile buralara uğramıyor. Merak edenlere ; Oruç Babaya gittiğim senelerde oruç tutardım :)
Normalde klimayı sevmem, hem rahatsız edip gıcık yapıyor bende hem de küresel ısınma anlamında kullanmak çok faydalı değil ama bu sivilceler yüzünden klimalı ortamlar haricinde duramıyorum.
Resim benim balkon gibi bu yüzden bana çok tanıdık geldi :)
Bir yandan evin her yerinden çiçek fışkırsın istiyorum bir yandan da büyük boş bahçe.. Her iki düşünce için de hemen harekete geçmem mümkün değil. Şimdilik havaların biraz serinlemesini bekliyorum ki bahçede istemediğim noktaları değiştireyim.


Sokullu Mehmet Paşa Mescidi eskizi
Sultan Süleyman Kervansarayı dıştan görünüşü..
İçten görünüşü.. Kervansarayda eskiden atlar aşağıdaki kısıma bağlanırmış..Yüksek kısımda da sıra sıra yataklar olurmuş.Gece herkesin atı önünde bir şekilde konaklanırmış.Biryerlerde okumuştum aklımda öyle kalmış :))






