Pazartesi, Aralık 15, 2008

kahvaltı saati

Tatilin son günü kalktığımda içtiğim ilaçların da sonucu olarak sesim biraz çıkmaya başlamıştı.Normal olarak sesi çıkan bir Asortik Krep ne yapar, tabii ki yine davetlerden birini değerlendirir :) Yeni evli arkadaşlarımızın ev kahvaltısına davet edildik Uzunbey bana gidermiyiz dedi bende olur dedim.. Çağıl' ı dershaneye bıraktığımız gibi Eldirek köyüne gittik..Biraz tepe de ve zor bulunan bir yerdi ama bizi yoldan karşıladıkları için sonunda eve ulaştık. Manzara ilk defa benimde bu açıdan gördüğüm Fethiye ve körfez manzarasıydı. Evin sahipleri aynı zamanda Ares'in veterineri ve pet pansiyonu da var. Bu yüzden resimlerde göreceğiniz üzere etraf hayvan dolu .. Özellikle köpekler, kendi köpekleri de olduğundan ve bir tane de biz götürdüğümüzden ortalıkta bir sürü havlamalar uçuştu ..

Yazılarımı uzun zamandır fazla resim koyarak yazdığımı biliyorum. Seçerek ve itina ile azalttığım resim sayısı ne kadar çabalarsam çabalayayım ancak bu kadar oluyor. Bazen eski tek resimli yazı yazmalarımı da özlüyorum ama nedense resimlere kıyamıyorum. Genelde yazı yazdığımı yeni keşfeden dostlar ama resimlerin çok güzel deyip o zaman yazılarım güzel değil demek ki diye sonuç çıkarmama da sebep oluyor :) Ne yazık ki bloğa ve yazılara az zaman ayırabildiğimden çok fazla resimli yazılar yazabiliyorum.Oysa yazı yazmak benim için çok sorumluluk isteyen bir iş, resim koymak kadar basit gelmiyor.Yani demek istediğim resmi çok koyarak yazı yazmak bana daha kolay geldiğinden bol resimli yazılar yazıyorum..Yoksa bir tercih değil sadece bir kaçış.
Neyse biz kahvaltımıza geçelim.. Çeyizden çıkma çok güzel masa örtüsü ve bir sofra karşıladı bizi güzel manzaralı evde.Öğretmen Hanım anne reçelleriyle ve değişik ikramlarla güzel bir kahvaltı masası hazırlamıştı. Tabii ki keyfini çıkardık muhabbetin ve yanan şöminenin.. Ben hasta olduğumdan balkonda sadece kümesleri ve hayvanları gezdikten sonra biraz oturduk. Sonra yine içeriye geçip kahve ve kek keyfine devam ettik.
Evin erkeğinin babaannesinin işi.. Kardeşler paylaşmışlar.. Bu da onun hakkına düşen olmuş :)
Yavru kurt köpekleri, anneleri de yanında..Bir ara Ares'i soktuk yanlarına ama şimdilik benim küçük prensim diğer köpeklerden çok korkuyor :) Durmadı.
Evin arkası orman. Bildiğimiz tilki, yılan akrep gibi hayvanların yaşadığı.. Bu yüzden kümesler ve yuvalar tel örgülü ve kilitli..Tepede arkası ormana dayalı ilk ev burası olduğundan manzara süper ama ev köyün dışında olmasına rağmen yine de etrafında seralar var.
Sardunyanın rengi süper, benimkiler bu mevsim gölgede bu renkleri ve biçimleri de kalmadı..
Veterinerin evinin kapı zili de böyle olur :)
Pavlovya denen ağaç..Hani şu çok boyu uzayan..Şimdilik saksıda ama derinliğine köklendiğinden toprağı bol bir yere dikilmesi gerek.
Su (süs) kabaklarından hiç bu kadar büyüğünü görmemiştim buralarda..Bana da bir tane verdiler.. bakalım artık ne yapabiliriz..
Tavşanların yuvası..İçlerinde yavrularda vardı.
Bu hayvanın adını söyledi ama ben unuttum...
Köpekler bizi gördüğünde allahtan bu kapılar kilitli dediğimi hatırlıyorum bir tek. Köpek besleyen biri olarak çok fazla samimi olduğumu söyleyemem.Hele başkasının köpeğine hep mesafeli davranırım..Yine de uzaktan çok severim.Birde ben hem kedi hem köpek severim..
Bu cinsin yavruları çok tatlı ,büyüklerini sevmiyorum ben ..Anne bize hırladı ve havladı zaten..En çok ondan korktum diyebilirim..tel örgülerin arkasından bile..
Bu tatlı şey tasmayı boynundan atıp durdu, bir ara Ares'i kıskandı ama bir arada yanımıza kaçtı, biz gezerken ben yalnızdım hemen Uzunbey' i yanıma çağırdım.. Adı paşa..
İşte köpek pansiyonu..
Başka köpeklerde vardı.
Uzunbey ve Ares bir ara diğerlerine bakarken.. Duvarın üstündeki de Ares ama bence bizimki daha tatlı :) Diğer kurtta önceki yavruların annesi..

Öğleden sonra eve döndük.. ben yağan yağmurlardan sonra bahçede kendinden geçmekte olan güzel bir kaktüsümü farkettim. Biraz onunla uğraştım biraz da diğer çiçeklerden resimler çektim.

Akşamı Çağıl'ın odasında geçirdim..O ders çalıştı ben bilgisayara takıldım sonra da konuştuk biraz.

12 yorum:

♥ Suzi ♥ dedi ki...

Ne güzel bir yermiş orası,orada birlikte çay içesim geldi :)) bu arada o miniklerin adı hamster galiba.çocukken bayılırdım onlara....

HAYAT dedi ki...

bir kahvaltı bu kadar mı güzel olur.çok hoş bir gün geçirmişsiniz.
masa örtüsüne bayıldım .çok hoş ve çok sade.

serpil dedi ki...

Ben resimleri de yazıları da çok beğeniyorum,Fethiye'ye geldim birkaç kez ama resimleri görünce orayı hiç bilmediğimi anladım,yine gelirsem bulurum sizi mutlaka :)

Asortik Krep dedi ki...

Suzi, senin için googledan baktım..Cavia (Guinea Pig) deniyormuş..Hamster daha tüysüz ve fare gibi olan..Sayende bende öğrendim :)

Hayat, zaman nasıl geçti anlamadık zaten..

etki alanı dedi ki...

Senin çektiğin fotoğraflara bakmak,ve yazılarını okumak beni çok rahatlatıyor Asortiğim.Özlemini duyduğum o yerleri bana tanıtarak bilgi sahibi yaptığın içi çok teşekkür ederim.Adeta belgesel tadı alıyorum.
Oralardaki çiftlikleri gezmeyi isterim gerçekten.Bulundukları yeri ne kadar temiz tutmuşlar.Orada bulunan hayvanlar gerçekten çok şanslılar.Olabildiğince lüks yapılmış bir barınak...Veteriner olmanın ayrıcalığını göstermişler.Kutluyorum onları.
Fethiye'de ziyaret edilecek bir yeri de tanıtmış oldun sanırım.Geldiğimde görmek isterim gerçekten...
Hepsi çok güzel hayvanlar,ama kesinlikle haklısın,sizin köpek en güzeli....
Geşçmiş olsun diyerek sağlıklar diliyorum...
TüTü

Asortik Krep dedi ki...

Serpil, geleceğin zaman yaz bana lütfen..asortikkrep1@gmail.com
Sayfa devamlı açık kaldığından yorumu görmemişim cevap verirken.

Tütü, sen geldiğinde gideriz oraya da merak etme..Gerçi oraya gelene kadar daha çok yer var ama :))

serpil dedi ki...

Teşekkür ederim,artık Fethiye hemen Asortik Krep'i çağrıştırıyor bana zaten :)

Unknown dedi ki...

Öncelikle iyi bayramlarve de geçmiş olsun. İlginize teşekkürler, yaşadığımız bu kötü olaydan sonra oldukça iyiyiz. Balkabağından neler yapılabilir? Evim dergisinin bu ayki sayısında bir iki fikir bulabilirsiniz.

enne dedi ki...

Keşke sen televizyona yörelerimizi tanıtan bir program yapsan. O kadar güzel anlatıyorsun ve resimlerin öyle detaylı ki, üşenmeyip nasıl bu kadar resim çekiyor diye soruyorum kendi kendime. Ben çocukların resmini bu kadar çekmiyorum:) O abuk subuk programlardan daha keyifli olurdu seninki, sayende biz de diğer şehirleri de Fethiye kadar iyi tanırdık. Çalış plajını ezbere biliyorum mesela ben, bir de çay içtiğin deniz kenarındaki çay bahçesini:)

Öykücü dedi ki...

Fethiyede yaşayan herkes bu kadar özenli ve zevkli mi yoksa sadece senin arkadaşların mı böyle?Kapı zilinden,kahvaltı sofrası peçetelerine kadar her şey o kadar ince ve zarif ki.

Bir de şu yerel pazar fotolarına hastayım.

Sevgiler..

Asortik Krep dedi ki...

Duha , evim aldım ama tam bakmaya fırsat bulamadım.. Ben saksı yapmayı düşünüyorum kaktüslerim için ama başka fikirlere de açığım..

Enne, bir kere fotoğraf çekmeyi çok seviyorum.Birde öyle güzel bir memlekette yaşıyoruz ki her karesi zaten bir şahane..Bakmaya doyamıyorsun..Ben çağıl doğduğundan Fethiyeye gelene kadar albümler doldurdum..Şimdi de herşeyi çekiyorum japon turistler gibi :)) Adım çıktı zaten..Uzunbey senin yorumunu görüp dalge geçti benimle :)) Hiçbirşey umrumda değil valla..Ben abartılı bir şekilde resim çekmeyi seviyorum :)) Fena da olmuyor bak şimdi sana yarışmada sorsalar Çalış'ı bilirsin :) Gelince de kaybolmazsın buralarda..

Öykücü, burası tam keyif için yaşanacak bir yer olduğundan ve genelde çevremdekilerde bizim gibi büyükşehirlerden gelen insanlar olduğundan arkadaşlarım ve ben de yapılabilecek ne varsa sonuna kadar kullanmayı seviyoruz..Mesela şimdi kış geliyor ya- bizde ancak ocakta başlayacak sanırım daha şömine yakmadık- mesela şömine başı şarap-peynir gecelerimiz başlıyor..Her hafta sonu bir evde keyif yapacağız,pazarları da koylara gidip mangallı piknikler yaparız..Genelde çok özele girdiğinden evlerin içlerini çekemiyorum ama çok zevkli arkadaşlarım var gerçekten..

Asortik Krep dedi ki...

Bu arada Ressam Şükran Teyze var ki kendileri benim hocam olur, bir de onun sofralarını görseniz tablo gibi :))