Uzun bir gece yolculuğundan sonra sabahleyin İstanbul'a vardım.Bütün gece kafamda şarkılar mırıldandım :) Başka türlü yol bitmiyor da. Sabahleyin 24 kasım Öğretmenler günü olduğundan annemle babam Atatürk büstüne çelenk koymak için gitmişlerdi. Beni de yolda karşıladılar ve alışveriş yapıp eve döndük.Gelmeden önce tüm gün evde hazırlık yaptığımdan ve bilgisayarı son dakika açıp sadece bloğu ve maillerimi kontrol ettiğimden o panikle fotoğraf makinemin kartını unutmuşum bilgisayarımda.Babamın bilgisayarı var diye kendi bilgisayarımı yanımda getirmedim.Sabahleyin Uzunbey farketmiş daha otobüste mesajlaşırken bana yazdı.. Kendine yeni al, 15-20 liralık bir şey dedi.Çağıl şimdi yolda ve ancak yarın getirebileceğinden 2 gün makinasız kalmak istemedim.Çok iyi de oldu çünkü bugün babamla sahilde gezdik. Şu resimde gördüğünüz kıyıda -bugün oldukça sakindi- babamla gezip birşeyler içtik. Sohbet ettik, resim çektim ben ama babamın bilgisayarına koyarken bilgisayar kapandığından çekindim.Bu yüzden wowturkey'den bir resimle idare edeceğiz bugün.
Dünyanın en keyifli şeylerinden biri babamla balkonda içki içmek herhalde. Dün Çarli ve Arzu ile yemek yedik.Onlarda öğretmen olduklarından masada 4 öğretmen ve ben öğretmenler gününü kutladık. Bugün de gündüz vişne likörü ve bu gece de şarap içtik yine babamla..
Çağıl yolda, bana mesaj çekiyor arada durakladıkça.. Özledim onu, herkes özlemiş zaten,bayramda artık İzmit'te yaşayan teyzemin oğlu ve ailesi de (eşi ve iki oğlu)geliyorlar teyzeme, dayım aradı Silivri'den oda Çağıl'ı ve bizi görmeye annemlere gelecek bayram için. Teyze kızım -hani Ispartada düğünü olan kolej öğretmeni- o zaten burada yaşıyor..Onun da oğlu var Çağıl'dan küçük, yani bir terslik olmazsa bir çok akrabamızı da görebileceğiz bayram olduğu için. En çok Çağıl için değişiklik olacak, oda benim kuzenlerin çocuklarıyla ve dayımın oğluyla iyi anlaşıyor.. Uzakta olmanın en kötü tarafı sanırım bu. Birde akrabalara yakın büyüdüysen ve her bayram büyüklerin evlerinde kalabalık aile toplantılarına alışıksan gurbette bayramları sevmiyorsun.
Ben kalabalık bir ailede ve kendi memleketimde büyüdüğümden kalabalık evlere çok alışığım. Normalde evlendiğimde de kalabalık bir aileye gelin gitmek isterdim hep..Ne yazık ki eşimin ailesi bu konuda benim kadar şanslı değil.Onlar iki kardeş ve anneleri tek çocuk.Babasının kardeşleri de vefat etmiş.Bu yüzden o da benim alışık olduğum düzene ayak uydurdu ve bizim etrafımızda hep arkadaşlarımız, eşimiz,dostumuz çok oldu. Ben normalde kalabalık evleri çok sevmeme rağmen hep tek çocuk istedim ama evimde kalabalıklardan,akrabalardan ve insanlardan uzak kalmak istemem asla.Sanırım oğlumda bana benzemiş :)
Eğer okuyorsa - arada bazen baktığını biliyorum- bizi İstanbula gönderen Uzunbey'e buradan sevgilerimi iletiyorum.. Havası bile ruh halimi değiştirmeye yetiyor İstanbul'un.. :) Yeri gelmişken dün sabah gri ve puslu bir İstanbul sabahı karşıladı beni ama ben onun bu haline o kadar alışığım ki bir gün önce neredeyse askılı tişörtle gezdiğim Fethiye havasından sonra bile bana bu kötü gelmedi. Seyrettim adım adım ilerleyen trafikte İstanbul'u otobüsün camlarından ve etrafa uzun uzun baktım.Keyfini çıkardım insan ve araba kalabalığının..Plakalara baktım. Yolda ve araba kullanırken de çok yaparım ben bunu.Her plakadan hikayeler yazarım kafamda..Mesela benim araba 48 F XXX.
Önce iline bakarım, genelde il plaka numaralarını bilirim çoğunun.. Sonra aradaki harflerle kelime yaratırım kafamda.. Uzunbey'in mesela 48 GR XX. (gram)Kızdığımda Allahın Ankara'lısı olur benim için 06. Uyuz ve salak derim genelde..Salak daha çok. Kızarım iyi kullanmayanlara.Arada küfürde salladığım olur. Başkasının kullandığı arabada şöförden fazla kızmam karşıdaki hata yapana, şöföre saygısızlık gibi düşünürüm.
Babamın çalışma odasından yazıyorum,aklım Çağıl'da yolda.. Babamla arada sohbet de ediyoruz. Buraya gelene kadar çok güzel zamanlar geçirdim geçen hafta, o muhabbetler dönünce artık. Düğün dernek, kına gecesi, şarap tadımda karşılaştığım bloğumu okuyan Hasan Öğretmen :) Çalıştaki 2. el pazarında Mavikuş standında beni Hilkat Hanıma soran Canan Hanım :) Çok güzel insanlarla tanıştım yine.. Güzel hatıralarım oldu, ama yine de sahilde bugün gezdiğim ve gözümde hatıraları canlandırdığım zamanlar gibi değildi. Arada insanın kafasını şarj etmesi gerekli.Hem de bunu kendini arındırabileceğine inandığı bir yerde yapması kadar büyük bir lüks olamaz. İstanbul'u çok özlemişim sanırım o da beni özlemiş :)
İstanbul sevenler için küçük bir hediye..Son zamanlarda bu şarkıyı dinliyorum..
Bir nefes aralığında bile burada olmak bana iyi geldi.. Umarım sizde kendinize iyi gelenlerin peşine düşücek zamanlar yaratabilirsiniz ..
İyi geceler :)
8 yorum:
oooooh ilaç gibi gelmiş belli yazından enerjin burdan hissediliyor çok sevindim:)
iyi bayramlar
Asortigim, sana ve güzel ailene mutlu, huzurlu Bayramlar diliyorum..
Sevgilerimle
Aiene sevgilerimi iletirsen sevinirim, mutlu bayramlar... bBende Fethiyedeyim:)
İyi Bayramlar Asortik'ciğim :)
ablacığım :) mutluluğun yazılarından o kadar çok belli ki :))
bu arada seni sevmeyenler ölsün diyorum satır aralarında gizli...
iyi bayramlar sevdiceklerinle birlikte...
dönüşte alırım adresini...
sevgiyle kal...
Belgin, Bende herkese iyi bayramlar diliyorum.. Sana da sevgiler :)
Meltem, :))
Mine2cim,iyi bayramlar :)
Aysetun, bekle beni geliyorum :) İki kere seni aradım telefonun kapalıydı..
Burcu,iyiyim sağol :) İyi bayramlar..
Bu yazıyı okuyunca,bu şehrin kıymetini mi bilmiyorum diye sordum kendime...Öyle güzel yazmışsın ki,masal etkisi yaratıyor okuyunca....
Plakalardan hikayeler yaratmak ve kelime üretmek bizim ailece oynadığımız bir oyundur....Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan,kelime haznemizi de yenilemiş oluyoruz böylece...
Keşke görüşebilseydik....
TüTü
Sevgili Tütü, her şehrin büyüsü başka ama benim büyüdüğüm yer olduğundan belki de bu kadar çok seviyorum.Birde İstanbul'dan uzak kalmadığında İstanbul'un kıymetini anlayamıyorsun.
Ben suyun öte yanına hiç geçmek istemezdim kader beni Akdenize attı,şimdi mutluyum ama inan alışmak kolay olmadı.
Yorum Gönder