Böylede güzel bir yerde yaşıyoruz işte. Dağlarda karlar mevcut, biz ceketle dolanıyoruz.Geceler çok soğuk,soba yakıyoruz. Evet, uzun zamandır yazmadım.Canım yazmak istemedi.Hem yılbaşından beri faranjit olduğum için sesim çıkmıyordu, hem de yazacak çok şey olmasına rağmen yazmak içimden gelmedi.Oysa iç sesimle ne romanlar yazdım ben bu ara. Çok şey yaşadım, çok şeyden vazgeçtim,çok şey istedim.Sanırım bu aşamaları yaşamamı istedi yukarıdaki güç.Sabret dedi,sabrediyorum.Çaba göster dedi, çabalıyorum.Öğren dedi, hala öğreniyorum ve insanları tanımamı istedi. Yoksa bu yaşadıklarımın başka bir izahı olamaz.
Uzun süredir yazıyorum-dum- bırakmak hiç aklımdan geçmedi. Sanırım bu kasım ayında (18 Kasım 2005 ) blog hayatımın 13. senesine girdim.Bırakmayı hiç düşünmedim. Buradaki hayatımın büyük bir kısmı burada kayıtlı.Devam etsin istiyorum, olabildiğince de devam etmeye çalışacağım.
Yukarıdaki ev lüks bir kütük ev, 16 dönüm içinde 4+1 dubleks yanında bir de 50 m2 küçük ek binası var. Dönem dönem ben mi gidip orada yaşasam desem de orayı satıyorum :) Ben son bir senedir gayrimenkul danışmanlığı yapıyorum burada. Ben mi enteresan meslekler seçiyorum, meslekler mi beni buluyor bilmiyorum.Kitap yazacak tecrübeler ediniyorum hayatta :))
Bu bir sarmaşık. Adını daha bilmiyorum ama ondan çelikler yapıp diktim.Tutarsa çok sevineceğim. Son bir kaç sene biraz bahçeden uzak kaldım ama bu sene tekrar dönüş yaptım bahçe işlerine. Hep beraber buradan yeni düzenlemeler yapıp,yine eskisi gibi bir sürü bilgi alışverişinde bulunacağız artık.
Havanın kapalı olduğu bir Fethiye sabahı.Her sabah bu yoldan gelirken rastladığım bu manzara da o günkü tek fark özel ışıklandırılmış gibi duran hava pencereleriydi.
Ateş gündüz bahçede gece evde yaşıyor.Eskisi gibi yaramazlık yaptığını pek söyleyemem. Ares gideli beri çok uslu bir çocuk oldu.Sorumluluk sahibi olarak bahçede çok güzel bekçilik yapıyor.Çok ilgilendiğimi söyleyemem,bu aralar hastalıktan bir türlü kafayı kaldıramadım. Artık uslu bir çocuğum var.
Ateş
Çalışmak güzel, insan çalışırken her şeyi unutuyor.
Bu ara sık sık parti seçimleri için Muğla'ya gittim. Politika tam gaz gidiyor,görevlere devam.
Muğla'da bir hanımın yaptığı iğne oyası işlerden.
Bu fotoğraf İl Kongresinden
Kaktüs -sukulent işleri devam,şimdilik fazla çıkmıyorum.
Bahçesi olan arkadaşlar sağolsun, arada portakal getiriyorlar. Bende hemen reçel yapıyorum.
Bu Aşkın Gözyaşı denen sukulentin çiçekleri.
Annem çok güzel bir kırkyama örtü yapmıştı. Burası Çağıl'ın odası aslında ama artık onun İstanbul'da evi olduğundan misafir yatak odası olarak kullanıyorum. Aslında tablo asılıydı başucunda ama silmek için indirince böyle boş kalmış duvarlar. Burası evin çatı katı.
Annem bana bir tane çift kişilik bir tane de tek kişilik daha yapıyor. Yalnız daha bitirmedi ve sergi açtıktan sonra bana verecekmiş.
Uzun zamandır yazmadım, yazamadım. Artık daha iyiyim.Hayatımdan gereksiz olanları çıkardıktan sonra daha mutlu ve huzurluyum. Aramayan sormayan arkadaşları da hayatımdan yavaş yavaş çıkarıyorum. Değişik bir çevre ediniyorum.Etrafımdaki çoğu insanın zaten olmasının bana bir şey katmadığını da yeni farkettim. Bence insan belli bir yaştan sonra sadeleşmeli, hayata bakışını değiştiriyor çünkü. Mutluluk kendi ayaklarının üzerinde durmak ve başkasına ihtiyacın olmamasıymış.*Başlık: Anonim
1 yorum:
Geçmiş olsun canım, ben de hastayım, yazını okumak, fotolara bakmak iyi geldi
Yorum Gönder