Perşembe, Kasım 24, 2022

Masallarda peri çıkar karşınıza, gerçek hayatta öğretmen *

Sevgili Annem ve Babam için...
En sevdiğim fotoğraflarıyla başlamak istedim aslında, nedense çocukluğumdan beri bu törene öğrencileriyle giden öğretmen fotoğraflarını çok seviyorum. Başka yerlerde de öğretmenlik yapmalarına rağmen eski fotoğrafları favorim. Daha çok evde Demirköy fotoğrafları var, aslında albümler dolusu ama 24 Kasım deyince arada seçmek zorunda kaldım. 
Sevgili ailem, evde ve ailemde öğretmenlerle büyüdüğüm için benim için çok özel bir gün olan "24 Kasım Öğretmenler Günü " nüzü  sevgiyle kutluyorum. Ve tüm öğretmenlerimin Öğretmenler Günü Kutlu Olsun ❤️
Özel bir Üniversitede öğretim üyesi kardeşim sevgili Çağlar ve Belediye' nin halk evinde öğretmenlik yaparak bir nebze ailemizin öğretmenlik geleneğini bozmayan sevgili kız kardeşim  Mutfakcamı Burcu...
Sizleri de canı gönülden kutluyorum.. 

Demirköy Ortaokulu

Demirköy
Büyükçekmece
Büyükçekmece
Demirköy
Demirköy
Demirköy
Babam bir okul gezisinde
Babam ve ben

Ben 2 yaşındayken Demirköy
Demirköy
Annem, yeni öğretmenken.

* Başlık : Ahmet Şerif İzgören 
 


 

Cuma, Kasım 11, 2022

Hayat bir gündür, o da bugündür..

Geçtiğimiz ay #kemoterapi işler - güçler, dinlenme derken, kemoterapi alınca  mutlaka evde dinlenmemiz gerekiyor ama.. Bir şeylerin iyi gitmediğini düşünmedim değil. Hastaneden çıktığımız gibi #iyot kokusu duymak istedim. Nedenini açıklayamıyorum. Ya da çok bunaldım bilmiyorum... Annemle sahile gittik,  akşam üstü saatleriydi. Denize bakarak hem çay içtik, hem dinlendik. Bir gün de onun emekli öğretmen arkadaşlarıyla buluştuk. Sonra beni çok üzen bir arkadaşımın kaybıyla sarsıldım. 

Ertesi gün Beril' in ailesi ( benim dünürlerim) ilk defa, çünkü ben rahatsız olduğum için niyet etmemize rağmen, bir türlü buluşamamıştık. Birde tedavi görünce başkalarıyla görüşebilmek için ilaçsız, daha iyi zamanlarımı kolluyoruz doğal olarak, bizi ziyarete geldiler. 

Çok keyifli, süper saatler geçirerek hep beraber önce evde oturduk. Sonra dışarı yemeğe gittik. Biraz etrafı tanıtmaya da çalıştık. İyiydim aslında, sonra evde dinlenmeye devam ettim. Derken yemek yiyememelerim başladı. İlaç içmekte zorlanmaya başladım. Yiyemedikçe tuuvalete çıkamadım. Çıkamadıkça güçten düştüm. 4-5 gün hiç bir şey yiyemedim. 
Yavaş yavaş kusmalarım başladı. Ama nasıl kusuyorum anlatamam. Üç gün ayakta hastaneye gittim. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor doktorlarım. Ben iyice kötü olmaya başladım. Üç gün bir şeyleri kesmeye çalıştılar, ayakta olmadı. Geçtiğimiz hafta cumartesi hastaneye yattığımda 15 dakikada bir kusuyordum. Mr' da bağırsaklarımın tıkandığını söyledi dr. ilaçla açmaya çalışacaklarını, yoksa acil ameliyat olmam gerektiğini de belirttiler. Bu sefer 5 gün hastanede ilaç, antibiyotik tedavisi görmeye başladım. 
Allaha şükür ki ilaçla iyileştim, eğer ilaçlar işe yaramasa bu hafta başında bağırsaklarımdan #ameliyat olmuştum. 
#kanser #kemoterapi böyle bir şey işte. Yan etkileri var ve bu ilaçların yan etkileri bizim için ne yazık ki çok tehlikeli. En az hastalığımız kadar.
Ben şimdi eve çıkabildim beş günde ama, büyük bir ameliyattan çıkmış gibiyim. Bu tecrübeden öğrendiğim vücudu susuz bırakmamak, ne olursa olsun her gün en az 3 litre su içmek lazımmış. 
Kahvaltı, yemek beğenmezken düştüğüm durum o kadar zordu ki artık şişem elimden düşmüyor ve devamlı su içiyorum. Sadece bizim için değil, bağırsakların gerçekte ne kadar önemli olduğunun tekrar farkına vardım. 
Oturup kalkmada zorlanıyorum, normal yemek düzenine daha çok geçmedim ama şimdilik buna da şükür deyip, şiş olan gözlerim, kusmaktan yara olan dudaklarım ve  yine şiş olan ayak ve bacaklarım hariç evde toparlanmaya çalışıyorum.Tabii ki kemoterapiye biraz ara verdi dr. um. 
Bu arada onlar olmasaydı nasıl olurdu bilemiyorum. Bir hafta da tedaviye geçebilmek büyük bir şans oldu. 
Soranlara, bir yerlerden döndüm diye anlatıyorum ama gerçekten şu an yaşadıklarımı düşününce oturup onlara da teşekkür eden küçük bir paylaşım yaptım. 
Kimseye haber verecek durumum olmamıştı. Bu yüzden herkes şimdi öğrendi. 
Geçtiğimiz hafta cumartesiden bu yana 5 gündür misafiri bulunduğum,  bugün taburcu olduğum  #AydınÜniversitesiTıpFakültesi  #LivFlorya #floryamedikalpark  Hastanesinde bulunan Sayın  Prof. Dr. Meral Günaldı Hocama, Dr. Öğretim üyesi Ergün Eskioğlu Hocama, İç Hastalıklarından Dr. Barbaros Bey' e, tüm 4. Kat sorumlulularına, çalışanlarına, çıkana kadar yanımda beni yalnız bırakmayan Şeyda Hemşireye, Ceyda Hemşireye ve Befran Hemşireye, tüm servis çalışanlarına buradan teşekkür ederim. İyi ki varsınız 🥰

Not : Acil bir durumdan, beş gün boyunca hastanede yattım.Bugün iyiyim. Evdeyim...

#floryaliv #medikalpark #hastasağlığı #onkoloji #hastalık #hastane # istanbul #sağlık #doktorlar #kemoterapi #cancer #hospital #overca 

Hani neredeydin ..? Diye sorarsanız, buradaydım ama zor döndüm.  







 

Pazar, Ekim 09, 2022

Dünya küçük..


 Dünya küçük, İstanbul daha küçük... Ama hala insanlar kaç yaşına gelirsek gelelim bizi şaşırtmaya devam ediyorlar. Geçen gün #migrossanalmarket ten sipariş verdik, gelmedi. Sonra teslim edildi diye bilgi gelince araştırdık. Teslim eden çocuk tekrar gelince kapıya ben sordum. Nereye teslim ettin diye. O da sanırım işe yeni girmiş ve 3 katlı olan  bahçeli evimizdeki giriş katına değilde adresteki numaraya göre koca Beykent sitesindeki, koca koca apartmanlardan bizim kapı numaramıza denk gelen daireye siparişi teslim etmiş. Düşünün bir  bir üst caddemizde yaklaşık 18-20 katlı en az 30 blok olan bir sitede kapı çalınıyor, marketten sipariş geliyor ve sizde sizin adınıza gelmeyen kargoyu teslim alıyorsunuz. Hem de değeri 200-250 lira kadar olan bir sipariş. Yüksek bir değerde değil.

Neyse, bizim sipariş ikinciye eve gelince ben hangi eve teslim edildiğini öğreniyorum. Bilin bakalım kim çıkıyor ? Çok iyi tanıdığım birinin komşusu. (Onları da tanıyorum)  Dünya küçük, İstanbul daha da küçük, bu olaylarda hep gelir beni bulur. Şimdi o kargoyu evden kimin aldığını merak ediyorum ama gidip soramıyorum. Şapşik siparişçi çocuk çok acemi olabilir ama bu yaşadığımız olayda hala şaşırmaya devam ediyorum insanlara.. 

Not : Buralar benden sorulur :)


Cuma, Ekim 07, 2022

Hayat dediğin iki kelime; hoş geldin, güle güle..



Yine sesim soluğum çıkmayınca sağolsun tanıdıklar, arkadaşlar, dostlar, Fethiye'den telefonlar, akrabalar, Çekmeceden ahbaplar, bazen annemin çevresi, bazen komşular... Yavaş yavaş yoklayıp arayınca, mutlu oluyorum. Bence hayat bu artık. Gerisi önemsiz. Çünkü yaşadıkların ve sevdiklerinin yaşattıkları gerçek sadece. Diğer her şey herkesin ulaşabileceği şeyler. Sevgi ve sevildiğini hissetmek paha biçilmez. 

Bu hediyelerim en eski bloglardan ve hayranı olduğum bir blogcudan sürpriz geldi. Kullanmaya kıyamadım. Annem de çok beğendi ve özellikle paylaşmak için bekledim. Çok teşekkür ederim @cderya En sevdiğim blogculardan ❤️
Derya kuzusu  Derya kuzusu ... Senelerdir takipteyim. 


Çok zor bir yaz geçirdim. Son kullandığım ilaç hiç yaramamış hatta durumu bozmuş. Dr. un yanlış ilaç seçimi yüzünden 3 kötü ay geçirdim ve en sonunda bıraktım. Yeni bir başlangıç yapmak, yeni yollar üretmek zorundayız şu an. Bir tık iyiye,  toparlanmaya çalışarak, küllerimden tekrar doğmaya çalışıyorum. 
Bu arada ilk fırsatta sahile, denize, bahçeye, buluşmaya, ilacın etkilerine rağmen inadına yaşamaya çalışıyorum, kaçıyorum. Gücümü topladığım an dışarıdayım. Yine de çok yorulmamak adına dikkat ederek insanlarla görüşüyorum. 
Annem, biliyorsunuz artık, boş kalmaktan hoşlanmayan biri olduğundan geçen gün şişe, kavanoz taşımak için şişe kılıfı yapmış. Çanta, yapıyor, eski kıyafetlerimizi değiştirip onlarla oyalanıyor. 

Geçen salı #kemoterapi aldım. Onkolojiden çıktım, hastanenin içi güzel, canlı bir müzikle yankılanıyor, vale arabayı getirmesin istedim, müzik o kadar güzel ve insanın içine işliyordu. Arp sesine bayılırım ve #floryamedikalpark a geldiğim için mutlu oldum. Bir müzik sesi hayata böyle bir katkı yapabilir mi ? İşte sanat böyle bir şey. Hastane girişindeki bu küçük dinleti bile içimin umutla dolmasına sebep oldu. Paralı, parasız, şartlar ya da olanaklar ne olursa olsun bir hasta mutlu etmek böyle bir şey işte. Bu kadar  değerli ve kıymetli bir his. Çok etkilendim. 
Küçük meyveler, şu hep bahsettiğim japon süs elması meyveleri. Aslında çok faydalıymış, ama herkes daha çok güzel görüntüsü için dikiyormuş. Elmaları çok faydalıymış ve sirkesi çok iyi olurmuş.
Hastane dönüşü Haramidere'den geçerken çektim bu fotoğrafı. Esencılıs ( #Esenyurt) a bağlı burası. Biz çocukken bir tane bina yoktu bu manzarada. #toryum önü.
Bu bölgenin en güzel balığını hem alacağınız hem de yiyeceğimiz tek yer #Mimarsinan girişindeki #güneybalıkçılık 








Sokak kızı, anarşik Maviş kızımız. Biraz duruldu ve uslandı ama aynı asilikte hayata devam. 





 

Cuma, Eylül 16, 2022

Kırklareli Bağbozumu Şenlikleri

Harika bir bağbozumu geçirdik Kırklareli Şenliklerinde. Pazar günü Camlija Bağbozumu vardı Çamlıca' nın bağında. Annemler Yayla parkında kaldılar, biz Fehmi, (Burcunun eşi ), Levent, Solmaz Teyze ve Nilsu ile beraber gittik. Daha doğrusu Necdet Abi ( Kırklarelindeki kuzenimin eşi), bağlara danışmanlık yaptığı için herkesi tanıyor ve daha önceki senelerde komitede çalıştığı için aktif olarak şenliklerde gönüllü çalışıyor. Onun sayesinde bizde bir kaç yıldır İstanbul'dan kalkıp şenliklere özel olarak katılıyoruz. 

Bağbozumu halk oyunları grubu dansı ile başladı. Klasik müzikle ara ara devam etti. En hoşuma giden bağda çalışan 
emektar kadın işçilerle kasap oynayan bu güzel kızlardı. Bağlarda kadın işçi çok ve çok çalışkanlar, aynı zamanda sık sık eğitimlere katılıp işlerinde ustalaşıyorlarda. 
Fehmiyle oturduğumuz yerden seyrettik. Gidip bağdan ( oturduğumuz yerin hemen arkası) üzüm topladı herkes. Benim enerjim ancak bağa gitmeye yetti. Fazla kımıldamadım, enerjim tükenmesin diye 🙃 


Bu üzümün özelliği çam kozalağını andırmasıymış. Bağın sahibi Mustafa Çamlıca küçük bir sunumla bağın özelliğini anlattı hemen. 
Emekçi bağ işçileri kadın çalışanlar, en çok onlar haketti bence eğlenmeyi.. 
Hep beraber bir foto çekilelim dedik 🙂 Benim saçlar yeni yeni uzadı.Şimdi kıvrılma evresinde olduğundan biraz şekilsiz, böyle apaçi gibi geziyorum bu aralar. 

Bağın güzelliği...
Üzümleri toplarken, hemen orda tattık, kalın kabuklu, nasıl tadı güzel, anlatamam. E o üzümden yapılan şarapta harika oluyor işte. Ben ertesi günü PET çektireceğim için şarap tadımı yapamadım, Fehmi daha sonra içeriz, sen üzülme dedi. 
Kırklareli' ne hep gidip blogcu Beyhan Hanımla ayaküstü görüşüyorduk. Bu sefer özel olarak cam boncuk atölyesine ziyarete gittik. 





Atölyeyi görüntüledim. Bizi şımartıp, hepimize dilek bilekliği hediye etti. Benimki kırmızı, diğeri mutfakcamı burcunun. İlk gittiğimde benim yazımı görüp kuzenime siz asortik krep' in nesi oluyorsunuz demiş. Kuzenim Belgin Abla' nın  haberi bile yoktu blogdan, sakladığımdan değil, söylemeye fırsat olmamıştı. Ondan sonra her görüştüğümüzde bir türlü atölyeye gidememiştik. Bu sefer uğradık. 
Buluşmuşken blog pozu vermezsek olmaz.
Çocukken en sevdiğim, atlıkarınca..
Çok güzel standlar vardı ama ben çoğunu gezemedim. Fazla ayakta kalamıyorum çünkü bu ara.

Bir yoğurt yemişiz buranın en meşhur köftecisinde, anlatamam. 

Dedem Lüleburgaz' dan, annemle babam da Demirköy' den her Kırklareline gittiğinde buraya giderlermiş. O yüzden mi bilmiyorum ama bana göre en iyisi o. Kırklareli gurme şehri. Sadece süt ve süt ürünleri değil, köfte ve kahvaltı için, hardaliye 
ve peynir, et, kıvırcık denilen koyun cinsi, şarap tadımı ve bağlar  için özel olarak gidilmeli bence. 
Lüleburgazdaki doğal gaz kuleleri. Bu yüzden yabancılar yatırım için arsa toplayıp duruyorlar Trakya' dan. 


 Burcu, kuzenim Belgin Abla ve annem..
Belgin Ablamın çok güzel otantik elbiseler sattığı bir dükkanı var çarşıda. O gün gezmekten fırsat bulamadık çekmeye, ilk gidişimde çekeceğim..

Bizi yayla meydanında beklediler onlar. Orası şenliklerin merkezi ve standlar orada kuruluyor. Aslında 2. ve 3. Gün etkinlikler daha çok seminer ve yarışmalar halinde ama Burcu cumartesi çalışınca bize de pazar günkülere katılmak kaldı. Bu yılda şenlikler çok güzeldi. Her sene katılamayacağım diye endişeleniyorum. Bu yüzden her sene bizim katılımcı kadro çoğalmaya başladı sayemde..