Çarşamba, Eylül 26, 2007

Hayat Nedir? Ne Değildir?

- Hayat, skor tabelası tutmak değildir.

- Kaç arkadaşınız olduğu ya da kaçının sizi arkadaş kabul ettiği değildir.

- Bu hafta sonu için planlarınızın olması değildir. Hafta sonunda yalnız olmanız da değildir.

- Şu sıralarda sevgiliniz olması değildir. Geçmişte sevgiliniz olması değildir. Geçmişte kaç sevgiliniz olduğu değildir. Hatta bugüne dek hiç sevgiliniz olmaması da değildir.

- Sizi kimin öptüğü değildir.

- Seks değildir.

- Aileniz ya da onların serveti değildir. Arabanızın markası da değildir.

- Hangi okula gittiğiniz değildir.

- Ne kadar güzel ya da ne kadar çirkin olduğunuz değildir. Giydikleriniz, ayakkabılarınız değildir. Ne çeşit müzik dinlediğiniz değildir.

- Saçınızın sarı, siyah, kızıl, kahve olması değildir. Derinizin çok açık, ya da çok koyu olması değildir.

- Okul notlarınız değildir. Ne kadar akıllı olduğunuz değildir. Herkesin size verdiği akıl notu hiç değildir. Hayat standart testlerin belirlediği kişiliğiniz de değildir.

- Hayat hangi kulübü tuttuğunuz ya da hangi sporda ne kadar başarılı olduğunuz değildir.

- Hayat, bir kağıda dökülmüş hayat hikayeniz ve bu hayat hikayesini kimin kabul ettiği de değildir.

Amma..

- Hayat, kimi sevdiğiniz, kimi incittiğinizdir.

- Kimi mutlu, kimi mutsuz ettiğinizdir.

- Sizin olanları koruyabilme ya da mahvedebilmenizdir.

- Dostluklarınızdır.

- Neyi söylediğiniz ve neyi kastettiğinizdir.

- Hangi önemli hüküm ve kararları verdiğiniz ve de niçin verdiğinizdir.

- İçinizde sevgiyi taşımak, büyütmek ve dağıtmaktır.

- Ama en önemlisi, yalnız başına asla gerçekleştiremeyeceğiniz bir şeyi yapmak, hayatınızı, başka insanların kalbine dokundurabilmektir.

- Başkalarının kalplerini etkileyecek yolu ancak siz seçersiniz. Ve hayat bu seçimlerdir zaten!..

- Ve de insanlar böyle büyürler!.

............

Bunu geçtiğimiz zamanlarda Hıncal yazmış köşesinde..Birileri göndermiş.Tekrar yayınlanmış ben de yeni okudum ve çok hoşuma gitti.Zamanlama müthiş :)

Aynı yerde birde bunu buldum..

'Bir babanın çocuklarına yapabileceği en büyük iyilik, onların annelerini sevmektir.'

Theodore Hesburgh
.....

Nasıl ama...

22 yorum:

gönül dedi ki...

Sevgili Asortik
Nasıl hayıflandım dün nete girmediğim için anlatamam,yorumunu dün okusaydım beni karşında bulurdun,çünkü dün saat 12 gibi ayrıldım Fethiye den,bu kısa ve mecburi bir gelişti kimseyide arıyamadan ayrıldım.Bende seni özledim canım en kısa zamanda görüşmek üzere.
Sevgiler.

Asortik Krep dedi ki...

Gönül Hanım, çok özledim de sizi kendimi hatırlatayım dedim :)

pınar dedi ki...

ben de okumuştum bu yazıyı ve sözü hıncal uluçun köşesinde asortik. çok da hoşuma gitmişti.ne iyi yapmışsın bloguna koymakla.

Asortik Krep dedi ki...

Pınar, Ben iyi bir Hıncal okuyucusuyum aslında ..Nerdeyse sabaha geçtiğinden beri okuyorum onu ve son 3 kitabı hariç hepsi imzalı ve kütüphanemde saklı :))

Vurulduğunda Çağıl bebekti yoksa hastaneye ziyarete gidecektim..Tüyap kitap fuarlarında Çağıl kanguruda boynumda iken imzalattım o kitapları :)

Bu tabii her fikrini onaylıyorum anlamına gelmesin..Sadece onu okumayı seviyorum.

gazel vakti dedi ki...

Asortik nasıl ama demişsin postun sonunda tek kelime süper dicem ben.

Hıncal'ı bende okuyorum arada. Aşkı yazıyor ya hep acı veriyor bana. Kabuk bağlayan yaraları kaldırmaya çalışıp vazgeçiyorum belkide ondan.

Annede iyilik yapsın çocuklarına babalarını sevmeye çalışsın. Tek taraflı olmaz.

Adsız dedi ki...

Canım ne kadar iç açıcı bir post bu. Hele ki 'Bir babanın çocuklarına yapabileceği en büyük iyilik, onların annelerini sevmektir.' bunu duymuştum ama yine anımsadım ne kadar da doğru ya...

Asortik Krep dedi ki...

Gazelcim, çocuğunu ve annesini sevmeyen çok erkek var ama çocuğunu ve kocasını sevmeyen az kadın gördüm :)
Bu laf direk erkeklere..Çünkü çocuğunu sevmeyen kadına ben kadın demem.

Eda, sadece hoşuma gitti..Biraz da etrafta bu ara gördüklerimle alakalıydı :)

sessiz balik dedi ki...

her cümlesine katılamayacağım bay hıncalın
düşüncem bunu da onun yazmış olmadığıdır almıştır biyerden ya neyse konumuz o değil
"Başkalarının kalplerini etkileyecek yolu ancak siz seçersiniz. Ve hayat bu seçimlerdir zaten"
biz bazen neler neler yapıyoruz ama bununla etkilenecek birileri neden hiç olmuyor etrafta?
ben biraz karamsarım
seçimleri kendimiz yapamıyoruz gibi geliyor
yoksa neden hep kırgınlık var?

Alp ve Ege'nin Annesi dedi ki...

Futbol ve magazin yazdigi icin HU'yu hic okumazdim, ama cok guzel cumleler bunlar... Hele Theodore nin dedigi heryere asilmalik...

Alphecca dedi ki...

Ben okumamışım, iyiki paylaşmısın Asortik.

Daha ne olsun ki ????

Mutluveumutlu dedi ki...

Çok güzel bir yazı,umut verici...
Bizlerle paylaştığın için teşekkürler.

berfin dedi ki...

canım çok güzel bir yazı gerçekten.teşekkür ederim ğaylaşımın için..

Asortik Krep dedi ki...

Sessiz Balık, nerden anladın Hıncalın yazmadığını :P
Ona bu yazıyı göndermiş birileri de sanırım netten.

Bence o cümlede insanlara iyi ya da kötü davranmanız başkalarının kalbini etkileyecektir anlamı verilmek istenmiş.Ve seçtiğiniz tarz sizin tarzınızdır..Yani insanları üzersen kötüsün gibi..
Şimdi ben bu kırgınlıklarımı yaşarken insanlara kötü davranmadım ki! Onlara iyi davranıp kötülük gördüm .Yani tarz doğru ama seçim yanlış..Yine de kötü davranmam ya da kötü davranışları tercih etmeyeceğim..Bu da beni doğru insanlara götürene kadar diğerlerini eleyecek :)

Alpve Ege'nin Annesi,ben onun arada ille gideceksiniz dediği, çok güldüğü ve eğlendiği bazı filmlere gitmeyerek sadece diğer yazdıklarını okuyarak, arada bazı arkadaş firmalarını abartarak yazdığı yazıları ve soyut sanat hakkında yazdıkları hariç diğer kısımları seviyorum.Çünkü soyut resim hayata başka bir bakış açısıdır, sanırım Antep'te o bakış açısını yakalayacak bir babakankasıamcası olmadığından, onun zamanının Ankarasında o sanatın filizleri geç yeşerdiğinden o sanat gözü açılamamış..ama en çok sevdiğim tamamıyla başka bir açıdan olaylara bakabilmesi :)
Söz süper..Bence de :))

Çocuk Gibi,ben de kaçırmışım nasıl olduysa..

Mutluveumutlu,beğendiğinize sevindim..

Berfin,güzeldi :))gerçekten.

pamuk dedi ki...

çok çok çok güzel böle bi yazı paylaşdığın için teşkkürler kendime geldim wala saol

Benim Hayatim dedi ki...

Yaşam koşturmacası içine dalmışken birden böyle bir yazıyı okumak önceliklerimi hatırlatıyor.Güzeldi teşekkürler.

nimetin.blogspot.com dedi ki...

ilginç hakkaten

nimet

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

canım sana tuhaf gelebilir,ama onu okumayı bende çok severim. sevgi,hayat üzerine yazılarını keser,oğlumun gözüne sokarım.yani dolabına yapıştırırdım.(senin oğlanın yaşlarındayken)
bu illaki her fikrine katılamız anlamına gelmiyor tabi ki. hem buna da gerek yok.
ama bir çok konuda kimsenin söylemediğini söylediği bir gerçek.

yanlız birini kafaya taktı mı da takıyor. :)
ben mesela Ayşe Arman'ı çocuğu olduğundan beri okuyorum. hatta başka konu yazmasın,röportaj da yapmasın;hep kızını yazsın istiyorum.:)) o okuyucu kaybettiğine inanıyor ya. o konuda bir tek röportaj eleştirisinde haklıydı.

Benim Lamazi çantalarım vardı ya. Yasemin hanıma telefon açıp Mudo'nun adresini istemiştim. "siz bana yollayın,ulaştırırız " dedi. Ona da çanta ayırıp yolladım.(İçlerinden bir tane de Hıncal beyin kız arkadaşına alayım dedi. Tabi dedim. Ben ona başka bir şey yollamıştım) Hıncal Bey bizzat kendi Mudo'ya ulaştırmış sağolsun.
(Ama Mudo pek ilgilenmedi.çantalarımı geri almam bile bayağı eziyetli oldu.:()

Canım sevdiğin kaybın için Allah sabırlar versin.kusura bakma,bunun için gecikmişim.

sofi dedi ki...

Yazı güzel, ama bence resim de çok güzel,diğer tüm resimler gibi o kadar zevkli ve yerli yerinde seçimlerki,eğilsem kulağıma söylermisin?kaynak neresi?(şaka şaka öğrenmek istemiyorum ama internette tırmalayıp duruyorum resim diye -özel -olacak,bulduklarımıda yayınlıyorum zaten)SEVGİYLE:)

Asortik Krep dedi ki...

Pamuk, bir şey değil canım :)

Mücevher Kutusu, beğendiğinize sevindim :)

Nimetçim, bence de :))


Yağmur Damlası, neden tuhaf gelsin ki ..Hiç bile gelmedi :))
Bende işte o kimsenin söz söyleyemediği zamanda söz söylemesini seviyorum :)
Ayşe Arman konusunda bence de haklı..A.Arman'ı çok sevmiyorum ama kadınlar hakkında açık yazmasını seviyorum.Yalnız politika konusunda çok zayıf.Herkesin harcı değil işte..Yazıları hazmedilmemiş son dönem etkilenmeleri içeriyor :))
Ne demek gecikme..Zamanı geç olsa da hatırlayıp,söylemen yeterli..

Sofi, resimlerin hikayesini hep yazıyorum aslında..İş için çalışırken beğendiklerimi kaydediyorum ama sizlerin hoşuna giden mutlaka resim ve yazı arasındaki bağlantı..O da benim estetik bakış açımla ilgili bir şey.Beğenmediğim hiç bir resmi sırf resim koymak adına koymuyorum.Etkilendiklerimi ve sevdiklerimi paylaşıyorum :)

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Asortikcim, ben de okumamıştım. Çok güzelmiş gerçekten. Hem yazı hem de söz..:)) Genelde kadınlar daha sevgi doludur, daha cana yakındır. Aslında erkekler duygularını da pek dile getiremezler, dışa vuramazlar ya... Yazık bu yüzden hep böyle biraz düz gelirler bize. Belki de içten içe onlar da kaynıyorlardır bizim gibi ama gösteremiyorlardır sevgilerini...:)) Paylaşımın için teşekkürler.

Annelog Atölye dedi ki...

Evet benim için de zamanlama çok iyi oldu ve son söz müthiş!

Asortik Krep dedi ki...

Türkiye'de toplumu ayakta tutan bence kadınlar..
Kadınlar sabretmese evlilikler yürümez..
Kadınlar direnmese çocuklar okumaz ya da eğitilmez..
Erkek düşmanı değilim sadece aldatan,kumar oynayan,içki içen, çalışmayıp yaşlı anne-babası ya da karısı tarafından bakılan erkekler yüzünden dağılmaya yüz tutmuş aileleri toparlayanların kadınlar olduğunu iddia ediyorum ve bu erkekler ilk fırsatta biraz para kazandığında ilk terkettikleri ya da kendi durumları yüzünden suçladıkları kadınlarını ortada bırakıp başka sularda yüzüyorlar..Çocuklar yine bir şekilde çocukları ama ya kadınlar..!
Onun için bir kadın her zaman önce kendini ve ailesini düşünmeli ama hangimiz bunu yapabiliriz..Sanırım çoğunlukla yapmıyoruz.Etrafımda yaşı kırkın üstünde boşanmış ve bir evi olsun diye kendine sigorta yaptırmamış ev ödemiş ama eşinin kumar borcu yüzünden evi satılmış ve bir kuruş parası olmadığından ev parası bitince kocasının boşadığı bir kadın hikayesiyle ve daha geçen gün hasta çocuğuna bakamadığı için derneklerden yardım alan ve gidip bir çayhane de çayçılık yaparken eve uğramayıp,karısını ve çocuğunu terkeden ama genç bir kadın bulup beraber yaşayan bir erkek hikayesiyle dolu olduğundan mıdır nedir bu düşüncem bilmiyorum.Sadece farkettiğim erkeğin eğitim durumunun ne olursa olsun kıyıdan köşeden böyle hikayelere bulanabildiği için kadınlara saygım daha farklı.
Eğer bu konuda eşitliği yakalayacaksakta zaten hiç yakalamayalım daha iyi.
Evet erkekler içten içe kaynıyorlar ama bazen başka yönden..Etrafa verdikleri önemi kadınlarına versinler bak hayat o zaman ne kadar renkli olacak :))
En kızdığımsa piyasa da ödeme güçlüğü var şirketin(-nin) ama adam jipinde mutlu mesut hava atarken bu arada hanımlarla gezip tozma son derece yoğun,sen kapısında üç-beş milyon için beşkere gidip geliyorsun..Hava atmak isteyen erkekler biraz iş dünyasında da karizmatik olmaya çalışmalı bence..Yoksa bütün havası sönüyor.
-yazıyı güncelledim-