Salı, Ağustos 11, 2009

haftasonu..

Yoğun bir haftasonu geçirdik diyebilirim.. Cumartesi günü ben evde iş yapmaya niyetlenmeme rağmen Fevziyle görüşen Uzunbey Günlüklü Koyuna pikniğe ve denize gidelim diye sözleşmişler.. Gezmek deyince akan sular durduğundan hazırlanıp öğleden sonra mangal ekipmanlarımızı alıp Günlüklüye gittik. Orada ister şezlong istersenizde bu resimdeki malzemeleri 30 liraya kiralayıp keyif yapabiliyorsunuz.. Kalabalık olunca iyi bir seçenek oluyor.

Plaj çok hoş olmuş yeni haliyle.. Servisteki çocuklarda güleryüzlüydü.. Hatta dondurma servisinde bile dondurma kağıdını açıp servis ettiğinde inanamadım gözlerime..Günlüklü Koyunun özelliği Günlük ağaçlarının altında oturmak,mangal yapmak.. Oradan çıkıp denize girmek. Önce ağaçların altına çektiğimiz arabanın yanında piknik masalarında mangal yaptık, karnımız doyunca da bu sefer deniz kenarına gittik. Bir ara gök gürledi ama Fethiye'nin özelliği böyledir,yüksek bölgelere yağmur yağdığından deniz kenarında biz sadece sesini duyduk gökgürlemesinin..


Cumartesi geç vakitte eve döndük..



Pazar sabahı Ölüdeniz Festivali Komitesinin kahvaltısı vardı sabahtan.. Aslında tam gün Nicholas Beach' te kahvaltı ve deniz faslı sürdü ama biz başka yere davetli olduğumuzdan yarım kestik.. Komitede gönüllü çalıştığımız için teşekkür yemeğiydi bir çeşit, gelenekselleşen.. Hediyeyi alan Ümit Hanım komite başkanı ( hani o etamin ve kitap dolu evi olan otel müdürü arkadaşım) , ayaktaki diğer hanımda Dilek Hanım (Fetav Müdürü) hem bizleri böyle bir işe teşvik ettiği için hem de kahvaltı anısına Ümit Hanıma getirdiği Keçiyi (festivalimizin simgesi ) hediye etti. Kalabalık bir ortamdı ve Kafkas Halk Dansları da bize gösteri yaptı plajda..




Gülsen Hanımın bir sürü işini yazdım size daha önce.. Üstünde yine kendi yaptığı dastardan bir bluz vardı..



Nicholas Beach Ölüdenizin tam içinde bir plaj.Giderken Kumburnu tarafının resmini çektim arabadan inip. Yani ücretli girilen valiliğe bağlı olan kısım.


Burası da arabadan Belceğiz Plajı.. Ölüdenizin halka açık kısmı.. Geçen hafta gittiğimiz..



Biz geçtiğimiz ay kararlaştırdığımız gibi , her ay toplandığımız arkadaşlarla Dr.ların yazlık evinde buluşacaktık .Bu yüzden komite arkadaşlarımızdan izin isteyip erkenden çıktık kahvaltıdan. Deniz faslına kalmadan. Döğer köyünde bulunan yazlık eve herkes kendi imkanları ile gidecekti.. Biz zaten hem ziyaret hem ticaret yapacağımız için ayrı gidecektik. Giderken Tlos'ta (Yaka köy'de) bulunan bir müşterimize tahsilat için uğradık. O arada yeni düzenlenen yerleri de çekme imkanı buldum. Burası Tlos .. Antik Likya kentlerinden biri.

Tlos

tlos


Biz önce Tlos'a daha sonra da Saklıkente uğradık. Oradan gittiğimiz yoldan geri dönerek yarı yoldaki Döğer köyündeki yazlığa geçtik. Herkes gelmişti, en son biz de katıldık. Ben sabah erken kalkıp sosisli tart yapmıştım bir tepsi.Çay faslına onu çıkardım.Herkes çok sevdi ve çayla bitti. Diğer arkadaşlarda daha önceden sözleştiğimiz gibi herkes bir şeyler getirerek evsahibine fazla yorgunluk vermemek istedik.. Yine de soğuk ve nefis bir barbunya bizi bekliyordu yemekte.. Mangalı yaktık ve hem sohbet hem çay keyfini büyük bir çınar ağacının altında yaptık. Orası içinde su kaynağı bulunan ve köyün doğal yapısı dolayısıyla içinden sular geçen bir yer.


Etrafı sularla çevrili bir ada içinde oturduk. Suyu devamlı akan bir doğal kaynaktan içtik,oturduğumuz yerden..



Dr.bey her yere bu şekilde havuzlar yapmış.


Karpuzları sulara attık ama menüden dolayı karpuzları kesmeden kalktık.. O kadar çok yedik ki karpuz yiyecek halimiz kalmadı.


Arabalardan bahçe kapısını kapatamadık..


Yemek yerken Ares'i bağladık.Tahmin edersiniz ki ortama bayıldı ve koşturup durdu gece karanlığa kadar.



Buz çiçeği.. (sukulent)


Bu çalı ağaççık çok güzel sarı çiçekler açmıştı.Çok güzel de kokuyormuş aslında ama ben kokusunu o vakit alamadım bir türlü.Sanırım akşama doğru koku salıyor. Böyle de bir meyvesi vardı. Adını kimse bilemedi bu yüzden bilen varsa yazabilir mi..?
O yeşil meyvenin sarı çiçekleri güzel kokuyormuş..Küçük çalı ağaççıklardan..

Bu da havuz başı kaktüsü..

Biz yemek yerken bizi seyreden Ares :)

Talin'in istek üzerine yaptığı Topik.. Tadı nefisti ve çok güzeldi..

Orada közlediğimiz patlıcanlarla yaptığımız patlıcan salatası.
Gülderen' in getirdiği su böreği..

Aslında mayolarınızla gelin dediler ama ben zaten yorgunum diye getirmedim ve buz gibi kaynak suyuna girmeyi kaçırdım.. Girseydim de kolay kolay dışarı çıkmayacağımdan muhabbeti kaçıracaktım diye mayosuz gittim.Uzunbey zaten soğuk su sevmez, çoğu misafirde getirmemişti. Getiren 2 konuk girdi karı-koca.. Birde evsahibemiz mimar hanım :)
O gün geç vakte kadar oturduk,bir ara yürüyüş yaptık, çay içtik, yemek yedik ve gece kahve içerek en sonunda geç vakit evlerimize döndük.

Pazartesi akşamı daha önceden yazdığım üzere Erkan Oğur konserine gittik Sarnıç'a.Canlı müzik ve kaliteli olunca çok keyifli oluyor.Kalabalıktı ve hemen hemen her masada bir tanıdığım vardı.Gece geç vakit döndük.

Dün gece geç yattığımızdan da sabahleyin kalkmak zor geldi. Bu sabah Uzunbey Ares'i denize götürdü.. Ben kalkamadım :) Sabahleyin çok sıcak olmadığından en ufak fırsatta balkona atıyoruz kendimizi.. Biraz bahçe resimleri çektim.
Mor salkım

Ben Frezya sanıyordum.Meğerse glayöl' müş adı bu çiçeklerin. Soğanlarını Antalyadan almıştım.

Balkonda peynir-ekmek ve çayla kahvaltı ettim.Oradan bilgisayarı ve Ares'i alıp işe geldim. Dün akşam ilk defa uzun bir zaman Ares'i evde tek başına bıraktık.Hiç yaramazlık yapmamış (maşallah) Küçük köpekler kablo kemirdiğinden ve kağıt parçaladığından hiç yalnız bırakmamıştık küçük denemeler dışında. Akşam ilkti ve yavrum bizi heyecanla kapıda karşıladı :)) Artık büyüyor ve tam 13 aylık oldu.
Dünde Çağıl tekneyle bir koyda mangal yapmaya gitti arkadaşlarıyla. Pazar günü de Doğukanla Çalış'ta denize gittiler.. Bugün evde yatıyor, iki günde yanmış bayağı zaten buğday tenli çabuk kararır ama yüzündeki kırmızılık çok yakışmıştı akşam..
Bu gece rekor kıracağız sanırım , yine yemeğe davetliyiz.. Fevzilere yemeğe gideceğiz...
Bugün bürodayım , bir ara kuvvet bulursam salı pazarına uğramayı düşünüyorum.. Yoksa klimalı ortamdan hiç çıkmasam mı bu sıcakta bilemedim.

13 yorum:

zenguzellik dedi ki...

Günlüklü koyu çok güzelleşmiş.Özellikle mor salkımın tonuna bayıldım.Kaç gündür yine yazılarıdan ve haberlerinden mahrum kalmıştık.Öptüm.....

Back to Black dedi ki...

harika bir hafta sonu olmuş :)

salı pazarına sabah sekizde çıktım yine de sıcaktı şimdi yanıyordur :)

Özlem dedi ki...

ilk resme kenetlendim muhteşem bir yer olduğu belli.
güzel unutulmaz anlar tadını çıkarın:))

lezzettabağı dedi ki...

Ne kadar güzel yerlere gitmişsiniz böyle...Bayıldım!İyi gezmeler,iyi tatiller!

Burcu - Mutfak Camı dedi ki...

biz burda salı pazarına çıktık annemle... domates aldık kışlık bir şeyler yapacak annem bana. sen de çık pazara bence :O)

gönül dedi ki...

Asortik 20 yıldır Fethiyeye giden biri olarak günlüklü koyunu bilmiyormuyum ben? tarif edermisin neresi? Sarnıç yazılarına yorum yok:))sebebi kıskançlık,
sevgiler

uykucu dedi ki...

günlüklü harika olmuş ben yıllar önce görmüştüm keşke geçen yılda gidebilseydik..sosisli tartın tarifini isterim:)dilek ablayada selamlar ...

Asortik Krep dedi ki...

Zen,yarın sana kitap getireceğim..

Backtoblack, gittim ..Pazara çıkışta gittim.Kendime oradan 5 ve 10 liraya nefis şeyler aldım..Görünce bayılacaksın :))

Özlem, hoşbir yer oldu son düzenlemelerle..

Anne ve kızları,sağol :)

Burcum, annem gelsin ben onu her gün denize götüreceğim :))

Gönül Hanım,Katrancı koyundan sonraki koy,bilirsin aslında.. Gelince ben seni götürürüm :))
Sarnıç nefisti..

Figen,sonraki yazıda yazarım tartın tarifini,Dilek Hanımada selamını söylerim..

Suleyman Ve Ben dedi ki...

Merhaba Asortik Krep,

Sanirim senin yaz harika gunler :)

Biz Turkiye'de tatil bitti...Simdi Kanada'da ve is :)

Harika fotograflar senin.

Ama Gunluk agac bilmiyordum. Ingilizce hangi agac?

Not: Kopek cok seker :)
Adi harika.

Cok selam Kanada'dan.

Gorusuruz,
Suleyman.

Asortik Krep dedi ki...

Süleyman ,merhaba :)
Günlük ağacının diğer adı : Sığla Ağacı..Hakkında bilgi bulabileceğin link veriyorum..
http://cicek-cicekci-cicekcilik.blogspot.com/2008/09/sla-liquidambar.html

Anadolu sığla ağacı (Liquidambar orientalis)
Kanada'ya selamlar..

Tanya's dedi ki...

Asortik,

Ah..postu okurken serisulara daldım..su böreğinin kenarından kemirdim..Aresle oynadım..

Ah..şimdi işe dönüş..oldu mu şimid bu?

nuray topcu dedi ki...

o çiçeğin adı glayöl'dü sanırım.

Asortik Krep dedi ki...

Nuray Hanım,teşekkür ederim..Yazıda da düzelttim sayenizde.. Galiba demişim zaten iyice resimlerine baktım ki Glayöl.Benim ilk defa diktiğim bir çiçek.