Pazartesi, Eylül 07, 2009

:)

Annemi dün akşam 21.00 arabasıyla İstanbula geçirdik. Herzamanki gibi gidişi zor geldi . Alışıyorum buralarda olmasına, beraber olmaya, eskisi gibi davranmaya.Gitsin istemiyorum. Oysa babamı da en az onun kadar özlüyorum.İleride en azından belli aylar burada olacak şekilde ev açsınlar istiyorum burada.. Neyse bu sene OSS sınavını geçirelim de ona göre plan yapacağız artık.
Çok güzeldi, koşturmacaydı,onu da yordum aslında biliyorum ama güzeldi.Ben zaten yoğunum ve bizim işimiz hep son dakikalarla sınırlı yani o gün bir sürü planımız var diyelim ama son dakika bütün planlar değişebiliyor. İlk hafta her gün deniz ve gezme şeklinde vakit geçirdik.İkinci hafta ise sabahtan iş, öğleden sonra gezme, akşam gezme olayına döndü.. Uzunbey bizi yemeğe götürdü,biz bir gece yalnız, bir gece de arkadaşlarımla Çalışta buluştuk. Fotoğraflar oradan..Bu üstteki fotoğrafı annem çekmişti.Günü iki akşam orada batırdık :) Zaten sevmem güneşi denizde batırmayı bilirsiniz :)


Bloğa yazmayı özledim ama yazacak zamanım olmadı pek.. Akşam oturduğumda da yorgun olduğumdan sadece maillerime bakıp uykuya yenildim. Dün akşam da annemi geçirip 21.30 da bilgisayara oturup sabah beşte yattım.Böyle gidiş geliş zamanlarında beni uyku tutmadığından uyuyamadım. Yazı da yazamadım sadece kaç gündür okuyamadığım herkesi okumaya çalıştım, yorum yazdım.. Ben yokken neler olmuş izledim.. Sabahta saat sekizbuçukta kalkıp dokuz civarı işe geldim..


Beraber salı pazarı, 2. el pazarı, resim sergisine - ki onu daha sonraki yazıda yazacağım - gittik.
Hergün Çalışta denize gitmemizden başlayarak aslında ayrıntılı anlatmam lazım.. Eğlenceli, kakara kikiri geçti zaman. Evden çıkarken termosu doldurup çıktık deniz kenarına zaten evden çıkıp gitmemiz 10 dakikayı bulmuyor. Gittiğimiz gibi en az 45 dakika denize giriyoruz. Sonra çıkıp kumlara kafalarımız birbirine yakın havlularımızı serip güneşleniyoruz ki benim annem zaten esmer birde güneşi görünce oluyor esmer şeker :) Ben beyaz tenliyim ama tenim kararıp buğdaya dönüyor, en fazla onun güneşin az halini yemişi gibi oluyorum. Yine de beyaz tişört giyince annem sende kara olmuşsun dedi.
Bu arada dedikodu ve dertleşme faslı yapılıyor, kremleniyoruz (Avon-Burcu sağolsun) ve kahve içiyoruz..O çay içiyor. Kumda güneşlenen yabancı turistlerden Türklere kadar inceliyoruz.Belki bizi de inceliyorlar ama umurumuzda değil.
Bazen de takıyoruz bazı şeylere mesela babama pantolon alıyoruz annem tutturuyor bu pantolon kahverengi diye oysa bana göre füme.. Satıcıyla bir olup beni faka bastırıyor ve ben hem annelikten hem de emekli öğretmen olduğundan sesimi kesip oturuyorum, istersen oturma..! :))

Dertleşmelerimizi, takışmalarımızı, alışverişlerimizi ve sohbetlerimizi aynı tatda özlüyorum..


Denizde bazen öyle komik olaylar oluyor ya da muhabbet geliyor dayanıyor ki annem çok sesli kahkaha atar bazen, bende ona çekmişim.. Hele denizde oluyorsa zaten sakin olan kumsal, ramazandan dolayı daha da sakin..Turistler ve oruç tutmayan yerliler var etrafta. Şöyle bir bakıyorlar bunlar neden gülüyor diye..

Elimde makina her zamanki gibi herşeyi çektim, anneme albüm yaptım. Annemin her tarzda fotoğrafını çektim diyebilirim :) Özellikle Çarli ve Burcu gözlerine inanamayacak :)) Yollayacağım maillerine. Babama da cd gönderdim..


Burası Koca Çalış.İş için gittiğimde çekmiştim. Karşıda Kızıl Ada,arkada da Çalış Sahili..


Çalış


Gece oturup Fethiyeyi seyrettiğimiz çay bahçesi.


Bu da Roka'dan bir kaçamak..

Eylül ayının 2. el eşya pazarından görüntüler..
Her tarz eşya ama daha çok kıyafet ve giyim eşyaları vardı.
Yeşil aslında bir pançoymuş..

Yıkanma bezi..


Hani renk renk küçük atkılar var ya ilk defa çanta olanlarını gördüm.Bu siyahı.

Bu da kırmızısı..

Sen ve Ben :)

Nevresim takımı..

Şallar...

Değişik model çetikler..


Pazardan bir kaç stand..El örgüsü..

Herşeyiyle el örgüsü olan tek stanttı .


Gümüşler..Bu Su için :P Kendisi böyle şeyleri sever..
Kanaviçe ve etamin..
Hanifeden.. 1- el örgüsü çanta

Hanifeden.. 2 -el örgüsü çanta.
Hanifeden dantel perde.. Bu arada Hanife Kastamonulu değil :) Özellikle sordum.Eniştesi Kastamonuluymuş..Karadenizliyim dedi.

Eski işlerden yapılma çanta..

Kırkyama..
Pazarı gezdik, hemen her yere beraber gittik, alışveriş yaptık, arada mesela Burcuya hırka aldık ki Çanakkale soğumuş..Biz hırkayı aldığımızda terden ve yorgunluktan alışveriş sonrası oturup soğuk mocha içtik annemle.. Telefonla hep nerdeyse Burcuyla ve Çarliyle oturum yaptık :) nereye gidersek onları da götürdük.. Yemeklerimiz ve kahvaltılarımızı mutlaka balkonda yedik, böylece uzun keyifli balkon kahvaltıları anılarımız oldu :) Arada arkadaşlar uğradı, motor resmi çekeyim derken motorun borusunun yanından yaprak alırken elimi yaktım.. Kötü ve şu an geçmiş bulunan bir yanığım oldu. Son güne kadar her dakikanın ve zamanın tadını çıkardık.Sabahları yanına yatıp iki kişilik resimler çektim yatakta. Ares sanki annem hiç gitmemiş gibi daha ilk dakikadan itibaren onu hemen kabullendi,havlayıp şımarmadı bile.. Her boş bulduğunda gidip annemin ayakları dibine uzandı :))
Annem çok güzel yemekler yaptı,ütüleri bitirdi gitmeden :P Pek ev işi yapmadım ve ortalık toplamadım. . Son günlerde biraz yoğun geçti, pazar gününe kadar her dakikası ayrı güzellikte geçti.
Her onu yalnız bıraktığımda sudoku ve bulmaca başında yakaladım onu.. Tv dizilerini beraber seyretmek keyif verdi.Kutu yarışmasından çok hoşlandık diyemeyeceğim ama bol bol takıldık ona, arada atraksiyonlar yaptık sataşarak :)) Tv seyretmesin diye dışarı çıkardığımı söyledim bol bol. Az yürüdük bol gezdik ve tatilimizi bitirdik.
Burcu adımla ilgili yazıyı yeniden yayınlamış :) Buradan teşekkür ediyorum..
Biraz sonra artık bilgisayar başında uyumadan bu yazıyı bitirmek istiyorum. Farkındayım yazdıklarım yaşadıklarım kadar keyifli gelmiyor olabilir ama bu konuda yapabilecek bir şeyim yok.. Yanımızda olmanız lazımdı.. Pazarda Back to Black'inde resmini çektim ama ona sormadan yayınlamak istemedim.. Bu ay çok görüşmeli ve iş peşinde geçecek, hemen her gün görüşmelerim var. Gittiğim yerlerden belki fotoğraf çekebilirim. Benim için yorucu ve uzun günler var bu ara.. Her gün işteyim. Birde çok güzel bir kahve falından söz etmem lazım aslında.. Birebir kalbimdeki herşeyi gösteren ve benim için insanların ne düşündüğü belli olan çok ilginç bir fal baktı yeni tanıdığım bir hanım.. Ağzım açık hanımı dinledim :)) Annem bile Ares'e kadar ayrıntı verebilen fincan içindeki durumlardan etkilendi.. Çok ilginçti. Birde diyebilirim ki çevremdeki insanlar beni kolluyor ve koruyor , bu fallarda bile çıkıyor.Bu da beni mutlu ediyor :)
İş yerinde çok güzel bir adım attık ve kendi işimizle ilgili yeni bir oluşumda bulunduk..Bu konuda zaten yeni çalışmalar yoğun gidiyor ve şimdiden çok güzel tepkiler almaya başladık. Başarılı olduğumuz alanda yeni bir sıfat ekledik diyelim.. Neyse belki, biraz daha sonra daha fazla ayrıntı yazabilirim..
Yoruldum aslında yazarken..Gündüz başladığım yazıyı ancak şimdi bitirebiliyorum ve bunu yaparken arada 3 iş görüşmesi ve bir veli görüşmesi yaptım :)) Ziyarette bulunan müşterileri ve bir dostun ziyaretini unutmadan öğlende deniz üstünde balık ekmek yemeye kaçmamızı günün kısa kaçamağı sayıyorum ..
Şeytan marka giyer oynuyor,seyretsem mi acaba..Dün gece üç buçuk saat uyku uyumuş biri için iyi bir düşünce değil gibi ama öyle ters bir huyum var ki uyumadıkça uyumuyorum.. Bu böyle bir kaç gün sürer düzene girene kadar bilemiyorum..
Yazmayı özledim.. Bloğumu da, bugün telefonda Zen kaç gündür yazmıyorsun dediğinde ancak ne kadar çok uzak kaldığımı ve çok özlediğimi farkettim yoğunluktan ama gerçekten çok özledim :)

4 yorum:

minimalist dedi ki...

Allah kavuştursun.

Babana Allah uzun ömür versin; annene de. Tüm anne ve babalara da...

Sevgiler.

öz dedi ki...

Böylesine güzel ve bol fotolu yazılarını ben de özlemişim valla. Kendini ifade edişine ve su gibi akan yazılar yazmana hayranım. Keşke ben de öyle yazabilsem... Ben de ailemden uzak gurbetteyim, annelerin gelişleri ne kadar keyifliyse, gidişleri de o kadar zor, bilirim. Allah kavuştursun, sevgiler...

Asortik Krep dedi ki...

Minimalist, sağol,teşekkür ederim..
Öz, benim için yazdıkların çok güzel,teşekkür ederim..Hala gitmelere alışamadım,allahtan eskisi gibi ağlamıyorum :) Eskiden çok ağlardım..Onun için de annemlerin aklı burada kalırdı.
Ben ki çocukken bile ağlak bir çocuk değildim.. Fethiye beni çok değiştirdi..

melodisu dedi ki...

Gerçkten bakarken içim gitti! Ne hoş şeyler bunlar böyle! Gmüşler çok çok güzeller.. Buralarda böyle pazarlar yok.. Çok şanslısınız..Sevgiler*
SU