Cuma, Ocak 22, 2010

Kırık kalpler durağında inecek var..

Önce bilgisayarı anlatmam lazım, o gün bilgisayar açılmadı ya, bizde bilgisayarlar bozulunca önce Çağıl'a sonra tamirciye gittiğinden eve götürdüm, çocuk daha elini dokundurdu çalıştı bilgisayar. Bende ona kız olsaydım ve sana bu bozukmuş diye getirseydim kesin bu bana ilgi duyuyor diye düşünürdün değil mi dedim :) İki oldu açılmıyor diye getiriyorum, dokunduğunda açılıyor :))

Pazar günü bizim sitenin kahvaltı daveti vardı oraya gittik onunla ilgili resimler daha altta. Bu çiçekler Muğla gezimizden. Kaya da çok çıktığından Kaya Lalesi deniyor buralarda..Baharda herkes toplamaya gittiğinden artık pek sık göremiyoruz.. Ben bunları Köyceğiz civarında bir yerden topladım.O kadar güzeller ki dayanamadım.Zaten yürüyüş yolu gibi bir yerdeydi, kimse görmeden solup gitmelerine izin veremezdim..

Muğla'ya Ares' i de götürdük, giderken değilde dönüşte sıkılmasın diye iki yerde mola verdik. Diğer zamanlarda arabada bekledi uslu uslu. Sosyal sigortalarda işimiz vardı, buralarda özellikle devlet dairelerinde illerle kasabalar arasında çok fark var. Bence sık sık eğitimden geçmeli devlet çalışanları-taktın diyeceksin ama o kadar bariz kötü davranışlar var ki- hatta ben abartıyormuyum diye Uzunbey'le de konuştuk, aynı izlenimi o da edinmiş. Biz özel sektörde o şekilde kimseye davranmıyorsak onlarda öyle davranmamalı,bunun bir yolu olmalı, özellikle taşra için alışmışlar halkı bekletmeye, soru sorduklarında en alakasız köşeye kimi yollayım yarışı yapıyorlar sanki.. Lafım öyle davrananlara, davranmayanlara bir şey dediğim yok zaten ama gayri ihtiyari Fethiye Vergi Dairesiyle Muğla Sosyal Sigortaları çalışanlarını karşılaştırınca aralarında bariz farklar ortaya çıktı. (Yasenin lütfen genelleme yaptığımı düşünme burası için konuşuyorum) Bu farklar konuşma şekillerinden hitap etmelerine ya da açıklama yapmalarına kadar belli.. Benim işim görülsün de fark etmez diyenlere de konuşmak iletişimin temel taşlarından biri, hitap etmeyi bilmiyorsanız işinizi de zor yapıyorsunuz diyorum..Çünkü ya karşınızdaki anlamıyor ne yapması gerektiğini ya da iş çabuk bitmiyor,böylece daha çok kafası karışık insanla uğraşıyorsunuz.
Neyse kapıdaki halkla ilişkilerdeki suratsız hatun haricinde iyiydi, yine bol bol merdiven ve oda dolanıldı,tam bitti derken yeni bir iş çıktı ama umduğumuzdan erken bitince buz gibi soğuk ama kar olmayan Muğla'dan bir an önce kaçalım dedik. (Uzunbey dolandı bir ara ben kitap okudum :)) Her geldiğimizde uğradığımız alışveriş yerleri var,oraya gittik, aslında resimde çekmiştim ama bir daha ki yazıya artık. Ares dolaştırıldı ,biz alışveriş yaptık ve yemek yedik, tekrar arabaya bindik.Yolda Köyceğiz civarında biraz yürüdük ve gördüğünüz çiçekleri topladık.
Aslında bu günlerde keyfim yok, yani diğer şeylerle ilgili değil, hiç bir şey beni rahatlatmıyor.Yani keyif vermiyor, keyfim nasıl yerine gelir bilmiyorum, istediğimden de emin değilim. Akşam Korhanlar aradı hadi bize gelin diye,bebek görmeye gittik. Çok tatlı bir Ata bebeğimiz var ve ben ona o da bana bayıldı, gülücükler attı. Eldirek köyünde çok güzel bir manzara vardı gece ve boğaza benziyordu ama biz sohbet ettiğimizden dışarı fazla baktığımı söyleyemem.

Dışarıda fırtına gibi bir hava var, benimde 4.30 da FETAV da komite toplantım var. Sanırım bu taraflara çok yağış gelecekmiş, ortalık uçuşuyor şimdiden.


Perşembe sabah tostçuya gittik, buranın en iyi tostçusudur kendileri.. 3 tane istedik, garson ikisini koyup masaya üçüncü kime dediğinde köpeğimize diye sırıtan bendim :) Meyve suyu da yaz kış tercih edilen ürünlerindendir..Çayları yok ama, bir tostçuda çay olmamasını esefle kınıyorum, buranın mantığına göre karşıda bir büfe var ve o satıyorsa buna izin yok. Oysa diyelim ki o büfe çayı iğrenç yapıyor,sadece ondan içmek zorundamıyız? Kimsede oturup orada içmiyor zaten. Yerel anlayışları bu, sanki çay satsa onun müşterisini çalacak..
Pazar günü gittiğimiz site kahvaltısının yapıldığı yer. Çınaraltı diye Yanıklarda bir yer, Tuana Tatil Köyüne giderken.. İlk defa duydum :) Salaş bir görüntüsü vardı, fena değildi ama servis yavaş kaldı. Birde herşeyi getirip ekmeği ve çayı geç getirenlere gıcığım fena halde.. Yine de bir kere daha denenebilir.Ekmeği kendi yapmayan köy kahvaltılarına karşıyım..Buranın vardı.

Biz erken kalkıp yürüyüşe gittiğimizden işimiz bittiğinde daha kimse gelmemişti bile, bu yüzden Ares'i salıp bahçede çay içtik uzunbeyle.

Yanıklar çayının denizle birleştiği yerde Tuana Tatil Köyü var, Çınaraltına gitmeden deniz kenarında yürüyüş yaptık, iskelesinde gezindik, Ares koştu, oynadı, sonra da denize girdi..Kurumasını beklerken yine yürüdük biraz.

Yanıklardan Babadağ, Mendos, (soldaki dağ) Fethiye görüntüsü..

Tuana'nın iskelesi..

Bir kaç yazı öncesi koyduğum adalar resminin ters taraftan görüntüsü ..

Gördüğüm en büyük okaliptus ağaçlarından..

Gövdesi ve dalları devasaydı..

Yürüyüşten..
Yağmur fırtına şeklinde ara ara coşuyor.. Pencereden seyredip duruyorum. Kendime yemek söyledim, bir yandan da yazıyı tamamlamaya çalışıyorum.Elektirik gitmeden günü tamamlarsak ne mutlu bize..
Yağmurdan kimse gelmiyormuş ve toplantı iptal ediliyormuş mesela, ne sevinirdim..
Çok kaçak gördüm kendimi birden :)

10 yorum:

böğürtlengözün annesi dedi ki...

Oyy Oyy , geldim ben , naber ?
Yazının son cümlesi için diyorumki , işallah dediğin gibi iptal olur toplantı, sende kaçamak yaparsın. (1 sene evde yayılıp 3 haftadır çalışma hayatına alışamayan benden başkada bir laf beklenmezdi dime :))

serpil dedi ki...

Şimdi Candan Erçetin'in son albümünü dinledim, yazının başlığını görünce şaşırdım :)

Tanya's dedi ki...

Kaçak durumu noldu?..

Asortik Krep dedi ki...

Böğürtlengözün annesi,inanmıyorum geldiğine yazman lazım..Hem de çok :P

Serpil, bugün arabada çalınca aklıma geldi :)

Tanya, :) toplantı iptal ama ben kaktüs resimleri buldum google'da kalkamadım..Kaçak ama toplantıdan..Yaşasın :)) Şimdi de eve kaçıyorum..

Unknown dedi ki...

ablacığım istediğin olmuş :) güzel bir hafta sonun olsun mutlu dolu sana huzur verecek cinsden sevgiler...:)

minimalist dedi ki...

burada kar yağıyor; hala kendini kötü hissediyorsan atla gel; kartapou oynayalım; belki iyi gelir :))

Gerçekten !!!

Özlem dedi ki...

burası inanılmaz kötü akşamdan beri tipi ve elektrik kesintisi,sabah işe geldiğimde yine elektrikler yoktu 1 saate yakın buz gibiydi içersi.
şu anda yine kar yağıyor ve yollar her an kapanabilir....

Asortik Krep dedi ki...

Burcu, bugün evdeydim yarın da 2. el pazarı var ve kar görmeye (!) gideceğiz öğleden sonra kısmetse Nif'e..

Minimalist, Eskişehir'e zaten çok gelmek istiyorum birde sen çağırırsan hemen gelebilirim :))

Özlem, resim çeksen de bizde görsek :)) Çok özledim, sen yazınca çok seviniyorum biliyormusun, seni bir gördüğümde anlatırım sebebini..

ABİ dedi ki...

bilgisayarın açılmama durumu ve yer değiştirip, bir yere götürüldüğünde cart diye açılması durumu ile ilgili;

çoğunlukla makinalar bu şekilde kilitlendiğinde, sorun power-supply'da oluyor.
Elektrikten çekilerek, bir süre dinlendirilen makina bir sonraki denemede %99 açılacaktır.

ben, bu şekle gelmiş bir makinan olduğunda, Çağıl ve tamirci seçeneklerini denemeden evvel,:)) elektrikle olan tüm bağlantısını kesmeni, (fişleri prizden çıkararak) ve bir müddet sonra tekrar denemeni öneririm.

Asortik Krep dedi ki...

Abi, bundan sonra mutlaka öyle yapacağım ama biz bu konuda Çağıl'ın "okunmuş" olduğuna inanıyoruz ailecek.. :))