Perşembe, Ocak 16, 2014

Yeni meydanlar açılmış uzaktaki şehrimde*

"en güzel deniz: henüz gidilmemiş olanıdır.
en güzel çocuk: henüz büyümedi.
en güzel günlerimiz: henüz yaşamadıklarımız.
ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür."  
*Nazım Hikmet. 
(17 ocak doğum günü sebebiyle..)
Facebook'ta çok sevdiğim bir grup var, eski zamanlarda İstanbul'un güzel fotoğrafları .. Kendim üye olduğum  gibi sevebilecek arkadaşlarımı da bu gruba ekledim.Şimdiye kadar neden ekledin diyen çıkmadı.Bende eski fotoğrafları zaten çok sevdiğimden kafamı dinlemek istediğimde çıkıyorum eski İstanbul sokaklarına...
Bir şehir bu kadar mı hor kullanılır ..? 

Bu kadar mı inadına vazgeçilmez olur.. ? :) 


Ah birde bunların Ankara versiyonu olanı var.. Eski Ankara fotoğrafları..
Ona da üyeyim :)  


Anıtkabir 


Yenişehir 1920  ...  İstanbul'u anladık da Ankara ne iş derseniz..Öyle güzel fotoğraflar ki resim altı yorumlarını bile okuyorum derim. Piknik gibi meşhur mekanlarını bu fotoğraflardan öğrendim mesela.. :)  

Birde böyle ömürlük fotoğraflar var ki..  Memleketimden insan manzaraları....  

Yazının bundan sonraki kısmı farklı bir zamanda yazıldığından konuyla alakası yok :)

Uzun süredir yazamamışım.Ancak sayfaya bakınca farkettim on gün geçtiğini.Kaç gündür de yazmak istiyorum ama olmadı.Geçtiğimiz hafta başından beri kırıklık hissediyordum.Pazartesi -salıyı geçirdim yavaş yavaş hafta sonuna doğru kötüleşmeye başladım ama hasta olmak için bile zamanım yok.Daha doğrusu evde kalamam dinlenmek için.Ve maratonla hastalık aynı anda başladı geçtiğimiz haftasonu yani.. Cuma akşamı yemek-kesin gitmemiz lazım,işle ilgili özel davet-cumartesi sabahı kadın kolları kahvaltısı vardı.-Boğaziçi Restaurantta, buralarda gündüz hava sıcak olduğundan deniz kenarında dışarıda yapıyoruz kahvaltıyı,yani herkes dışarıda olduğundan bende esmese de dışarıda masada oturdum.

Öğlen eve gelip gece yemekli misafir için - mantar çorba,dalyan köfte,pilav,zeytinyağlı bakla,yoğurtlu kızartma,peynirli börek,lokumlu milföy,meyveli jöle menülü bir hazırlık yaptım,akşam yemek 19.30 dedim diye Uzunbey çok geç buldu :) ama her şey önceden hazırlanmıştı,bütün gece rahat ettik.

Pazar sabahı yine o haftanın önemli etkinliği için kahvaltıya davetliydik ki o sabah artık kırıklık hastalığa dönüp,yüzüm gözüm soğuk algınlığı belirtilerini taşıyıp, gece öksürüğü yüzünden uyuyamamıştım.Sahil boyunda, deniz kenarında ama bu sefer iç kısımda oturduğumuzdan allahtan üşümedim.

Pazar öğleden sonra doğru deniz kıyısına gidip Ares'i gezdirdik biraz.Hava güzel,esinti yoktu ama ben bir saat zor dayandım ve eve gidip kendimi yatağa attım.Öksürük,hapşırık derken biraz dinlenmeye çalıştım.Öksürüğünde nöbet şeklinde ve oldukça sesli olduğunu da yazmam gerekli.Kriz gibi.Hala da sırtım dik şekilde geceleri yatıyorum, yoksa öksürmekten uyuyamıyorum. Bu aralar tek üzüntüm geçen pazartesi gelen Çağıl'ın hasta bir anneyle tatilini geçiriyor olması.Yine de geç vakte kadar oturup,dizi seyrediyoruz,muhabbet ediyoruz,kahve -likör içiyoruz, keyif yapmaya çalışıyoruz :)


Bu gece aslında Fevzi ve Zeynep bize yemeğe geleceklerdi ama planlar değişti,dışarıda buluşup beraber bir kutlama yapacağız :) 

Bu fotoğraflar ne diyenleriniz için, bu eve taşındığımdan beri giriş katın camlarında bulunan kaktüsleri düzenlemeye çalışıyorum.Bu yüzden bazılarını kaldırmaya ,başka yere almaya karar verdim.Bir kısmı hala tepsilerde yerleştirilmeyi bekliyor.

Saksıdakiler..
Çiçek açacak..



kokteyl
Echeveria  'dan iki yaprak düşmüştü, bende onları çoğalsın diye başka saksıya aldım.İyi gidiyorlar.

Bunlar  öyle bir bitki ki taşta bile yetişiyor.

Yetiştiği yer burası..

Bir saksı böyle hazır geldi bir arkadaşımızdan..
Boğaziçinden Letonya tatil köyü.

Dışarıdan süt aldığımda evde yoğurt yapıyorum, tek kötü tarafı çok çabuk bitiriyoruz. 

Yemek hazırlığında Dalyan Köfte yapımı...
Lokumlu milföy.
Bu da eşimin benim için çizdiği avatar :)) Yanımdaki Fevzi. Biz yoga yaparken.
Uzunbey kendisini de çizmiş. Bir sürü macera hazırlayıp ikimiz için günlerce facebookta paylaştı. En sonunda ben rica ettim kaldırması için. Bir sürü hayranımız olmuş. Devam ederse fenomen olmaktan korktum :))
Millet yolda görüp bugün ne yapıyorsunuz diye soruyordu..  Avatarımın çok benzediğini söylediler birde..  :)
Kahve resmi Koca Çalış Escape cafeden. Pazar gününden. Bu blog için.. :))

Bu gece Kayaköydeyiz..Birazdan giyinip çıkacağız.Bu haftasonu gezimiz ise Isparta -Davraz Kayak merkezi. Kalabalık bir grup gezmeye gideceğiz- kısmetse.. Bu ara bahçe yazıları yazasım var... :) Yazarım bir ara.

4 yorum:

serpil dedi ki...

Kaktüslere bayılıyorum, bahçe resimlerini bol bol yayınla benim için lütfen :)
Sen bu kadar kaktüs çeşidini nereden buluyorsun, merak ettim.

Yüreğimin İklimi dedi ki...

Merhaba resimler çok güzel şu taşta yetişenlerden bir türlü edinemedim gitti.
sevgiler

Unknown dedi ki...



Kaktusleri bende cok seviyorum.Ne güzel yetistirmissiniz. Hepsi birbirinden güzel.Hollandadan selamlar...

sessiz balik dedi ki...

hevesinize sağlık ... öyle bir ortam var ki insanda heves bırakmıyor biz oy atmaktan aciz hale geldik sizler orada olayın çok içinde hevesle uğraşıyorsunuz hayranımmmm