Biz pazar günü geceden verdiğimiz kararla Uzunbey'le Antalya'ya alışverişe gittik. Çağıl zaten dershanede olduğundan Ares için de bir ayarlama yapamadığımız için onu da götürdük.
Herhalde Antalya'nin en sevdiğim yeri burasıdır :) Kim düşünmüşse iyi düşünmüş..
Sabah Çağıl' la çıktık, onu dershaneye bıraktık ve yola koyulduk.Yol yaklaşık 2.5 saat sürüyor, bir ara yolda mola verip Ares'i dolaştırdık Korkuteli' ne gelmeden.. Koşturdu, gezdi, bizimle oynadı. Sonra yine yola devam ettik. Sabah sabah bütün uyku sersemi şöförler önümüze çıktı. Buralarda araba kullananlar şerit değiştirmeyi pek bilmediğinden direk önünüze kırıyorlar, sağ şeritte gidiyoruz önleri de bomboş.. Gidene kadar tam 3 kaza atlattık.(İkisi Fethiye'de birisi çevre yolundaydı..) Bence ehliyeti olanları boş yolda değilde bir kere İstanbul gibi şehir trafiğinde bir kere de uzun yolda sınamaları lazım. Herhalde yarısı ehliyetleri bırakıp gider. Antalya'da ise bir tane 34 plakalı Uzunbey'i çıldırttı :)) Ben kızıyorum diye kötü küfür etmedi ama biraz sert konuştu.. Ne biliyorsun İstanbullu olduğunu dedim ona, belki bu bölgeden, plakası İstanbul.. (İstanbullu ya kendisi de kızıyorum ona trafikte istanbullulara kızınca) Hem o kadar kötü trafikte kullanınca buralarda gezintiye çıkmış gibi oluyor bunlar dedim. Sanki eski günleri hiç yaşamamış gibi..Tabii 10 dakikada eve gidince eski günleri unutuyor insan burada. Gerçekten 10 dakikada eve gidebiliyoruz biz. Neyse bir yol sormayla deepo ya gittik.
Giderken değil ama dönüşte
Şafak Dinlenme Tesislerine uğradık. Karnımız tok olduğundan sadece çay keyfi yaptık ama ikimizde kavurma yemek için acıkmayı istemiştik aslında arabada konuşurken :) Geç öğle yemeği yiyince acıkmadık.
Facebooktaki sayfalarında benim bloğa link vermişler, onları yazmıştım Davraz gezisinde.. Bu yüzden Uzunbey bana seninkiler deyip durdu.
Biz dün sadece Deepo 'ya gittik. Koçtaş'a gitmedik, zaten Beylikdüzünde yeni bir Koçtaş açılmış ve ben gezmeyi sevdiğimden yapı marketleri İstanbul'a gittiğimde gezerim diye girmedik, Deepo' da da çok yorulduğumuzdan akşamüstü döndük. Otoparkta arabada bıraktığımız Ares'i arada çıkıp gezdirip, su verip tekrar alışverişe döndüğümüzden yorulduk. Uzunbey ve Çağıl için alışveriş yaptık, ben kendime bir kaç şey aldım sadece.. Kim demiş sadece kadınlarla alışveriş zordur diye,Uzunbey erkekler konusunda bence iyi bir örnek..Benim beğendiklerimi o beğenmez, onun beğendiklerini ben beğenmem ama dün hiç problem çıkmadan alışveriş yaptık biz :)) Genelde ortak beğendiklerimizi aldık diyebilirim,bir tek kotlarda zorlandık. O Çağıl içinde alışveriş yaptı. Çağıl boyda ve kiloda Uzunbey'i yakaladığından fazla zorlanmadık, aldıklarını da beğendi.Benim aldıklarımı beğenmedi sanırım .. Ben reklam kollu kazakları çok severim ve geniş omuzlara yakıştığını düşünürüm.Çağıl' a gömlek üstüne giyebileceği spor bej bir kazak aldım, akşam dalga geçti benle biraz ama sanırım giyecek, giymezsen giyme dedim ama aslında tabii ki önemsiyorum giymesini.. Birde süveter aldım kahverengi.Diğerlerini babası seçti.
Alışveriş güzeldi,yemek yedik beraber ve döndük.Dönüşte Ares sorunsuz arabada durdu diye onu Antalya çıkışında piknik yapılan ağaçlık yerler var orada gezdirelim dedik, hem de sanki hava yavaş yavaş kapatıyordu,yağmura yakalanırsak gezdiremeyiz diye orada ağaçların altına arabayla girip olabildiğince yoldan uzaklaşıp çünkü Ares arabalara karşı hiç korumalı davranamıyor, ev köpeği ya arabalardan kaçmayı bilmiyor, sanırım bende hiç öğretemedim.Bu konuda önerilerinize açığım. Şehir içinde hep bağladığımızdan açtığımızda da yakalamak zor oluyor ve eğer araba görürse kaçmıyor, hatta gidip önüne dikiliyor. Neyse yeterince uzaklaşıp açtık kapıyı, dışarıda koşturduk, yürüdü, gezdi, su içti. Bu sefer kapıyı açıyoruz içeri girmiyor :) Yani girmek istemiyor.. Zamanımız vardı ama onu biraz daha oynatıp arabaya bindik. Resimdeki mantar dünkü orman altı gezimizden. Sanırım millet mantara çıktı çünkü bunu çok alakasız bir yerde gördüm, düşürmüşler yola.Cinsini ve zehirli olup olmadığını bilemiyorum,adını da.
Ares bana poz verirken .. Antalya.
Deepo- Antalya. Çok geç kalmadan döndüğümüz iyi olmuş aslında. Biz Korkuteline varmadan hava öyle bir karardı ki saat beş civarı gece dokuz havası gibiydi..
Cumartesi günü bir kahvaltıdan bahsetmiştim, rahatsızlanan bir öğretim görevlisine tekerlekli iskemle alabilmek adına bir yardım kahvaltısıydı.. Kalepark'ta yapıldı.Saat 10.00 da buluştuk Berna ile. Çok kalabalıktı ve güzel bir kahvaltıydı. Yedi sekiz dernek birleşip toplantı yapılmıştı desteklemek için.
Alınan sandalye bu ve okul büyük bir kısmını zaten karşılamış.
Kalepark çok güzel Fethiye manzaralı bir yer. Aslında daha önce de gitmiştim ama fotoğraf çekememiştim.
Ben Fethiye Ressamlar Derneğinden arkadaşlarla oturdum.Berna da onlardan olduğundan beraber oturduk. Sağdaki boş yer benim koltuğum..Bir ara hava o kadar sıcaktı ki üstümdeki triko hırkayı çıkarıp kısa kollu güneşlendim. Nefis bir güneş vardı.
Geriye giderek yazıyorum çünkü resimleri o şekilde yükledim. Bu güzel kız Misket,
Back to Black'in köpeği.. Biz çarşamba günü cuma günü için sözleşince cuma sabah ona gittim. Oturduk, ona kaktüs götürmüştüm ve beraber kahvaltı ettik.
Misket çok tatlı ve uslu bir köpek, Black öyle demese de öyle bence.
Bu güzel şey de Kömür.. O da çok usluydu ben orada olduğum zamanlarda :)
Çarşamba günkü 2. el pazarının girişi..Üstü kapalı olduğundan hava kapalı olsa bile endişelenmiyorsunuz.. Nitekim hava süper değildi ama pazar kalabalıktı.
Kumaş boyamalar..
İşlemeler..
Şallar ..
Birde bu değişik ve hoş geldi, aslında beş-altı resim daha vardı ama bir şekilde kaybolmuş. Tekrar yüklemeye çalışmadan geçiyorum.
İzini bulamadığım bir şey var kafamda.. Yani düşündüğüm yerde yok sanki.. Bir türlü yerine oturtamıyorum. Uzun zamandır böyle değil ama o düşünce beni rahatsız ediyor işte. Nerede olduğunu bilmediğim her şey için geçerli bu , bazen bir eşya, bazen davranış.Yani beklediğim davranış olmazsa bu beni rahatsız ediyor. Kendimi rahat hissedemiyorum. Herşey yerinde ve benim alıştığım durumda olmalı. Ne kadar zor bir durum bu anlatamam.Kaybetmek kadar beni rahatsız eden hiçbir şey yok ..
Not: Antalya'daki dostlar için güzel bir etkinlik..
Beethoven Gecesi /Beethoven Night
Sanat Yönertmeni/Art Director: Fazıl Say - Yapım/Organization : Kadir Dursun/ Forte Production
Yer:Antalya Kültür Merkezi
Tarih:09 Kasım 2009 Pazartesi 20:00
.... ..... .....
Günün şarkısı.. Emre Altuğ'dan.. Karanlıklar içinden
20 yorum:
Asortikcim, ah keşke görüşebilseydik Antalya'ya geldiğinde, ne iyi olurdu ama doğrudan Deepo'ya geçmişsiniz sanırım. Erkeklere alışveriş bence kesinlikle kadınlardan zor hele oğullara, benimki canıma okur alışverişte.
Yazdığın gibi burada piyano festivali başladı. Ben Aziza Mustafazadeh ve Miriam Mendez'in konserlerine gideceğim. Yarın da Atatürk'ün sevdiği şarkılar konserine. Ankara'ya gitmeden ne izlesem kardır diyorum, orada zor oluyor takip etmek.
Sevgiler canım ve kolaylıklar...
Leylak Dalı, bir gün özel olarak gelirim görüşmek için. Bu son dakika gezisiydi.Fazla yer öğrenemedik aslında alışveriş için birde migrosu biliyorum.Deepo idare ediyor erkekleri, ben zaten İstanbuldan yapıyorum alışverişimi, yalnız ve rahat :)
ne guzel ilik gunes altinda huzurlu geziler. Mantar kestane mantarina benziyor ama sen yine de deneme:)
Yedi sene Antalya'da yaşadım.Çok güzeldir.Temmuz,ağustos ayları hariç.Bir çok AVM var ama Deepo fiyat olarak uygundur.Güle güle kullanın.
Beste,fotoğrafını çekip, attım onu :) Mantarlarla ilgili bu kadar yazı yazmama rağmen hala tanıyamıyorum aslında.
Nalan, Antalya güzel bir şehir.. Bir tane alışveriş merkezi yetiyor zaten, biz sıkıldık orada bile gezerken..Artık çok insan görmek rahatsız ediyor bizi :)) yani o kalabalık ve uğultu ki 30 sene İstanbulda yaşamış biri olarak bizi rahatsız ediyor.. Rahata alıştık sanırım Fethiye'de :))
Birde eleştirilerim var aslında Boyner mağazası iğrençti..Biz İncirli mağazasının müşterisiyiz senelerdir, böyle Boyner görmemiştik..Kimse bakmadığı gibi bakanda iki farklı renkteki ayakkabıyı bize satmaya kalktı..
Çoğu yerde giysilerde defolu olanları defosuz gibi satmaya kalktıklarından sinirlendim ben. İndirim var yazıp defoluları sergileyip satıyorlardı. Bence bunlar özel olarak bir köşede satılmalı mağazanın en görünen yerinde değil.
Hotiç,Desa gibi yerlerde çok kılıksız tipler (müşteriler)vardı girmedik bile..
Mudooutlet'te güzel indirim vardı.Oradan istiridye şeklinde tabak aldım,saksılar güzeldi ama unutup çıkmışım.
Faik Sönmez güzeldi, leopar desenli gömlek aldım kendime yani Uzunbey bana aldı:)
ilk resim her zaman gibi harika inşallah birgün oralardan geçerken bu eşsiz manzarayı kendi gözlerimle görmeyi umuyorum:)))
misket ne tatlı şey öyle ısırasım geldi çok fotojenik ama:P
okumayı özlemişin seni iyi geldin bana
sevgiyle kal.....
ablacığım öncelikle ufak araba olaylarına geçmiş olsun diyorum :)
ares başka ama bu miskette de çok şekermiş bayıldım fotodaki haline :)
güle güle giy leopar desenli gömleğini eminim güzel olur ruhuna da iyi gelir :)
güzel ve sevgi dolu bir hafta diliyorum...
buralarda melki derler o mantarlara, bazı yerlerde de kanlıca.. tereyağlı közde, unlayarak fırında veya kızgın yağda, tavuk sote gibi pişirerek çeşitlerini yaparlar.. sevgiyle...
Özlem, bir gün görebilirsin umarım :)
Burcu, evet çok şekerdi Misket.Ben de çok sevdim :)
Yalnızlar Kraliçesi, yaşa ! Melki diye duymuştum ama bu mantar olduğunu bilmiyordum. Teşekkürler.
Gezi ve izlenimlerini zevkle okuyorum. Paylaşımın için teşekkürler
Sevgiler canım
çok güzel bir sabah olmuştu kaktüsler ve sukulentler saksıda harika görünüyor umarım becerebilirim onlara bakmayı :) misketim gerçekten burdan çok uslu görünüyor :))
Çoktandır yazmadınız((siz ve aileniz iyisiniz değilmi?eylül
Çınar,teşekkürler..
Backtoblack, becerirsin canım,hem olmazsa tekrar getiririm :)
Eylül,herşey iyi bir yaramazlık yok sadece ben iyi değilim..Sağol.
reglan kol olacak o sanırım :)
yeni yazı bekliyoruz artık:O)
herkeste zor zamanlar olur,biliyorum..bukadar uzaması size yakışmıyor..inanın herşey güzel olacak.içime doğuyor.eylül
Adsız, reglan ama reklam da kullanıldığı için değiştirmemiştim..
reglan kol için yaklaşık 16.100 sonuçtan..
reklam kol için yaklaşık 1.100.000 sonuçtan Google 'a bakınca ikincinin de doğru olabileceğini düşünmüştüm.Daha bilinenini yazdım diyelim.Neyse istediğin kadar komik bulabilirsin. :) Çok saldırganım değil mi..? Sanırım bu yüzden adınızı yazmadınız.Kızmam ki, herşeyi bilmem gerekmiyor bence.
Burcu,yazmak istemiyorum.
Eylül, yazdıklarının doğru olmasını istiyorum, hem de çok.
senin karanlıklarına hala gün doğmadı mı?
Doğmadı.. ama yeni yazı yazacağım merak etme.
ablacığım nerelerdesin merak ettim seni...
zaman zaman grili günler sarar etrafımızı yüreğimizi ama bir sonu vardır o günlerinde biz seni özledik hadi gel güzel yazılarla ve fotolarla :)
merakla bekliyorum hergün bakıyorum gelmiş mi diye :)
çok öpüyorum seni sevgiyle kal ve hemencecik gelllll...:))
Yorum Gönder