Pazartesi, Ekim 08, 2007

Dün bahçeye çıkabildim ilk defa.Gülleri budadım ve biraz çiçeklerimle ilgilendim.Önce Uzunbey'le beraber temizledik sonra o bir yere gitti ben akşama kadar oyalandım, şarj ettim kendimi sanki.
Bir ara uzayan sarmaşıkları tellere bağlamaya çalışıyorum, sokaktan geçen kadınlar laf atıyorlar.Erkek yok mu sende, erkek işi yapıyorsun..Gülümseyip cevap verdim..Yok bu sitede erkek diye :) Sonra söyledim bir yere kadar gitti aslında sabahtan beri beraber çalışıyoruz diye..Hem ben bakmam ki kadın erkek işi.Hangi işi beğenirsem onu yaparım :)


Bu sofra geçen gün gittiğimiz İngiliz Kuş Gözlemcisinin sofrasından görüntüler..
Bu arada benim ingilizcem ne yazık ki çok iyi değil.Keşke ingilizcem de insan ilişkilerim kadar iyi olsaydı. Tarifler yarı ingilizce yarı türkçe.Hatta arada piş piş piş (yani pişir pişir pişir ) gibi pratik cümlelerde geçebilir..Artık göz kararı ve tariften anladığınız kadarıyla yaparsınız.Ya da bilenler yorumlara eklesin şöyle de olabilir diye..
Bu tabakta gördüğünüz patates fırında pişirilmiş ve içi terayağlı,kaşarlı hafif karıştırılmış servis edildi..Kabuklarıyla beraber yedik :)

Kırmızı biber közlenmiş ve sirkeli z.yağlı sosla servis edilmişti.Aynen bizim yaptığımız gibi.

Susamlı gözüken tavuk parçaları ,fırında ve nefisti.

Bir çeşit Baharatlı hint salçası..Pear chutney .(Tabakta ve tavuğun önünde olan)


malzemesi:

1 kg armut,250 gr soğan,(taze soğan) 250 gr domates, (yeşilli olabilir),125 gr hurma ya da kuruüzüm çekirdeksiz,250 gr kereviz,600 ml sirke,1/2 tatlıj-kaşığı ginger(zencefil)1/2 tatlı kş acı biber,1/2 tatlı kaşığı tuz,350 gr kahverengi şeker.

Yapılışı:
Armut soyulur, parçalanır,soğan ve domateste dileklenir (dilimlenir!) tencereye tuz ve şeker hariç hepsi konur.Kaynayınca az karıştırılır.Tuz ve şeker konur tekrar karıştırılır.Suyunu çekinceye kadar pişir daha doğrusu az su koyup yavaş yavaş pişir.Tencere de beklet.Oradan küçük kavonozlara koy.Kavanozları sıcak fırında beklet böylece kavonozlar patlamasın.Sonra oda sıcaklığında soğut ve buzdolabına koy, kullanacağın zaman çıkar ve direk sofrada servis yap.
Bu etlerin yanına hafif ekşimsi bir tatla barbeküde çok kullanılan bir sos.Hatta evde yapıp bazen
kavonozlarda satıp öğrencilere burs verilen etkinliklerde kullanılıyor..Tadını ben beğendim ve tavukla süper gidiyor :)
Armut yerine başka meyvelerde kullanılabiliyor sanırım..Şeftali ve erik gibi.

Soğuk olarakta peynirle beraber yapılan sandöviçlerde kullanılıyor piknikte..



Beyaz yoğurtlu sosta Hindistan'dan öğrenilen değişik ve güzel bir sos.

Yoğurt (570 ml) koyu kıvamda
2 yemek kaşığı kişniş( yeşil ya da taze-chilli dilimlenir yani ince ince kesilir)
tuz -çok az
karabiber -az
yeşil soğan -küçük kesilip kullanılır
60 gr ceviziçi
bol yoğurtlanır ve karıştırılır
buzdolabında bekletilir ,soğuk servis edilir..

Susamlı ve sumaklı tavuk.. bir bütün tavuk kesilir veya parçalanır.Derileriyle beraber bir kenara alınır.

plastik bir poşette..

2 yemek kaşığı z.yağ, yarım pk sumak, 2 yemek kaşığı susam,az tuz,az karabiber poşette karıştırılır.Tavuklar tek tek konarak ovalanır.Pişirilmeden bir gün önce buzdolabında bekletilir.Poşet açılır.Fırın kabına koyulur,deriler üstündedir. 45dakika 210 C de pişirilir.

Elde işleme etamin peçete.

İşte tatlımız : Elmalı Puding - Apple Crumble
elma- 4 büyük,kabuksuz, çekirdeksiz ,en iyi ekşisinden oluyor
limonlu suda kabukları soyulmuş elmaları beklet,
dilim dilim kes, sudan alıp,süz ve tencereye koy
1-2 kaşık su ekle ve parçalamadan pişir,yumuşayınca 2 büyük kaşık kahverengi şeker koy,
fırın kabına koy.
8 kaşık beyaz un, yarım kaşık tereyağ elle ovulur, şeker eklenir, elmaların üstüne bu topak topak terayağlı parçacıklar atılır, en üste şeker konur, fırına verilir, 190 C de yarım saat pişirilir.Üstüne ingilterede hazır satılan ama burada evde yaptıkları puding dökülür.Resimde Paul' ün yaptığı gibi arzuya göre dökülür.
İngiliz Puding:
3 yumurta sarısı,
1 çay kaşığı nişasta
1 yemek kaşığı krema
2 poşet vanilya,
en son sıcak krema ile karıştırılıp ılık servis yapılır.yemeden önce..

Paul'lerin evinden bir köşe..Çok mütevazi ve hoş insanlar..Bir o kadar da saygılı..Yıllardır burda yaşadıklarından her türlü geleneğimize aşinalar..Geçtiğimizhafta mesela çok sevdikleri bir Türk aileye iftara davetlilerdi .Ben de almak istedim ama bu hafta büroyu taşıyacağımızdan bayramdan sonra çağırazağım onları.


Yine salondan bir köşe.Sağda görülen çıkrık evin en değerli köşesinde :) Her yer kilim ,sedir ve el dokuma örtülerle süslü..
Bu evi başka bir tanıdığım olan mimar Ahmet Bey çizmiş.Üstteki resimler bu çatı altındaki yuvarlak oturma grupları..Fethiye sıcak olduğundan yaz-kış oturulabilir bir mekan burası..


Yine bu yuvarlak salonun sol tarafından bir resim.

Evin oturma odası..Koltuk takımı ve kütüphane odası burası.Sanırım tv yok.Hatta İngilterede ki evlerinde de yok! Devlet her sene tv vergisi alırmış orada..Olmadığından vermemişler ve devlet yazı yazmış inanmayıp, hatta ceza kesmiş ödemediler diye..Evdeki resimler bir İngilizin Türkiye' de hatta Fethiye' de yaptığı resimler..Resimlere baktım tek tek.Suluboya ve bazıları gerçekten çok güzel.Aralarında ressamı belli olmayan eskizlerde var. Suluboya olanlar hep Türk insanının yaşamın içinden resmedildiği portreler ya da ahşap ve köy evi manzaraları.Yani biz.Bizi anlatıyor bu resimler ve bir İngiliz boyamış, başka bir İngiliz de Türkiye'de ki evine asmış.Ne için geliyorlar söyleyeyim ; yaşantımıza, bizi görmeye, geleneklerimize, bizi yansıtan hayatlara.. Onun için her yere yabancı isimler yazarak küçük Avrupa halimize değil bizi görmeye geliyorlar..En doğal halimize.

Paul ve Pat 'in evlerinin salonundaki bir köşe..Tam yemek masasının karşısında ve en baş köşede...Çıkmadan fotoğrafladığım ve en sevdiğim resim.Diyeceksiniz ki olabilir onu koymak buradaki hayatlarını kolaylaştıran bir ayrıntı olabilir..Ben de diyeceğim ki bu insanlar burada zevk için yaşıyorlar on iki senedir..Yani ticari bir hayat sürmüyorlar.Hatta kitap yazarak Türkiye'nin hakkında kimsenin bilmediği kuşları ve doğal hayatı üzerine ilerlemesine yardımcı oluyor bu İngiliz.Yani bir zorunluluğu yok ve gönüllü çalışıyor..Karşılık beklemeden ve daha önce yapılmamışı yaparak.

Yazın son resimlerinden..Bu sene boyunca kullandığım şapkam.En son Ölüdeniz' de gidebildik denize..Artık bir daha ne zaman kaçabilirsek..Yavaş yavaş toparlıyoruz deniz malzemelerini..Son kaçamaklar.. Hava bozmazsa daha bir kaç sefer yapılabilir belki :)


Yeni taşınacağımız bürodan pencere manzarası.Daha doğrusu balkon.Burada balkonlarda yaz-kış sigara içtiklerinden devamlı masamız vardır..Hatta bazen yemek getirtiriz dışarıdan orada yeriz ,içerisi kokmasın diye..Taşınınca yeni yerin fotoğraflarını çekeceğim zaten.Bu cadde üstünde Migros'un olduğu işlek bir caddenin uzantısı ama benim odam arkaya bakıyor,Uzunbey'in odası caddeye :)




Atatürk anıtının olduğu parktan bir manzara..

Bu da diğer tarafa bakan yönü..Yani çarşıya..


Geçen gün Bursa'dan gelen misafirimizin getirdiği hediyemiz :)

Bu hediyeyi de Uzunbey bana internetten sipariş getirtti :)) Ben çok sevdiğim için Kavala kurabiyesi aldı bana.. -Bu kısmı hamileler okumasın)-

Hıncal'da okudum..Hatta internet adresi vardı..Giripte görünce Uzunbey'e söyledim.O da bana aldı :))

Bu da Ebru yelpaze..Ebru yapanlar için burda açılan kurstan bir örnek ..Devin gideceğini söylemişti ya.Ona da göstereyim diye koydum.

1881' den gün batımı..Koca Çalış.

Çekirdek Kampanyasının son toplantı resimlerinden...Çekirdeklerimiz çoğalıyor..Desteklerinizi bekliyoruz. .Kasım ayına kadar yediğiniz meyve çekirdeklerini yıkayıp, 3 gün gölgede kurutuyorsunuz..Sonra en yakın Yurtiçi Kargo bürosuna götürüp bize yolluyorsunuz.. Bana da mail atıyorsunuz..Yani Mavi Kuş'a yolluyorsunuz. E-MAİL: asortikkrep1@gmail.com

En üstteki resim : bahçemizin sonbahar görüntüsü.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

sabah sabah içimi aydınlattın yine..Teşekkür ederim..

sofi dedi ki...

Güllerin kokusu burnuma geldi sanki!İngiliz çiftin bizim mimari ve dekorasyon anlayışımıza bu denli sahip çıkması,helal olsun.Özentiliklerden sıyrılıp kendimiz olmalıyız,okadar zenginiz ki yeterki farkedelim.Buarada okadar Edirne'ye gittim ben bu kurabiyeleri nasıl atlamışım tüh:)SEVGİYLE KAL...

Asortik Krep dedi ki...

YabanEriği,birşey değil..Görevimiz :))

Sofi, dün Uzunbey ile Çağıl dalga geçtiler bu geyikleri bloğa yazdığım için..Ben ise bilinmeyen bir sürü şeyi bloglardan öğrendiğim için paylaşmak istedim.Bana da ahbaplar hep Yunanistan'dan getirirdi..Edirne' de olduğunu bilmezdim..Hele Fethiye'den alabileceğimi hiç bilmezdim.Hatta Annem çok seviyorum diye ona gelenleri bile bana getirdi bir keresinde..
Birde Edirne'nin meyve şekilli mumları var almak istediğim sırada..